ilkcoskun@hotmail.com

1 Aralık 2013 Pazar

İlkay Coşkun´la Bilonsa dolayımında söyleştik - Abdulkadir Akdemir



1-      Bir şair olarak – Bilonsa şairi olarak – İlkay Coşkun kimdir? Poetikhaber okurları için kendinizi tanıtır mısınız?

1971 Yozgat doğumluyum ama doyduğum yer Sivas. Bir kamu kuruluşunda mühendis olarak     çalışmaktayım ve bilindiği üzere şiir de yazıyorum.

2-     Son olarak Bilonsa ile sunduğunuz şiirinizi, şiirinizin yapısı, konu çeşitliliği, düşünce olarak durduğu yer, seslendiği kitle hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bilonsa üçüncü şiir kitabım. Şairin kendi şiirlerini değerlendirmesi zor zanaat. serbest şiirlerimin yanında görsel şiir çalışmalarına da yer verdim. Bilonsa ve bir önceki şiir kitabımda beş altı görsel şiir mevcut. Okurlar ve eleştirmenler nezdinde, söyleyiş özelliği bakımından geleneksel şiire yaslandığım söylenmektedir. Bilonsa şiir kitabım hakkında  Şiirin ne olduğunu kavramış bir şairden eli yüzü düzgün bir çalışma’ değerlendirmesi almıştım. Bu değerlendirme size bir fikir verir mi bilemem. Bir başka değerlendirme ise ‘Şiirde ilginç ve cüretli bir adım’ değerlendirmesi. Bunları sizlerle paylaşmamdaki gaye; benim neyi sunduğumdan ziyade, şiirlerimle buluşan okurların ne algıladığıdır. Eserler sizden çıktıktan sonra neyi sunduğunuzun ne düşündüğünüzün bir anlamı kalmıyor. Eser artık okurundur ve sizi her okur farklı yerlere koyabiliyor. İşte bu düşünce yapısı benim şiir anlayışımı ortaya koyuyor. Şiirlerim hiçbir zaman keskin düşünce sınırlarında olmamıştır. Aksine okuyucunun anlamlandırmasıyla şekil alan bir çizgide tutma çabam var. Benim bir başka dikkat ettiğim nokta ise şiirlerimi inşa ederken sıradanlıktan kaçınmaya çalışıyorum. Şiirler arası geçişlerde farklılığı yakalayıp, okuyucuyu sıkmadan eseri tamamlatmayı hedefliyorum. Ayrıca kenarda köşede kalmış kelimeleri kullanmayı ve bu kelimelerle oluşturmaya çalıştığım farklı imgelerle sunumlarımı renklendirmeyi hedefliyorum. Tüm bunları yaparken belli bir hedef kitlesi oluşturma çabası içerisinde hiç olmadım. Ben sadece geniş bir yelpazem olsun istiyorum. Şiirlerimde ayrıca matematiksel zekayı da kullanmaya çalışıyorum.
 
3-    Şiir bir macera işi midir? Şiir yazdığınız için veya yazdığınız şiirden hiç pişman oldunuz mu?

Macera kelimesi şiirde uzak bir niteleme. En azından benim için. Bir başkası bu nitelemeyle hareket edebilir. Bu da onun yazım tarzıdır. Bir şey diyemem. Benim için şiir, bir anlatımda dilin sanatsal, sezgisel, matematiksel, müziksel güzelliklerini kullanarak sunma faaliyetidir. Şiirde his önde gelir bence. Umudu taşır. Zamana mürekkebi dökülür. Yüz yıl önce yazılmış şiirlerin, yüreğe dokunuşlarının kritiğini bu zamanda yapmak ayrı bir heyecan.
Pişmanlık değil de, yanlış anlaşılmalara meydan vermemek adına çekincelerim zaman zaman oluyor.

4-     Şiirinizin pratiğini, yapısını, neliğini ortaya koyduğunuz bir poetikanız mevcut mudur?

Şiiri zekâ ürünü görüyorum. Kıvrak zekâyla buluşturulmuş mısralar, okuru farklı düşüncelere sevk edebiliyorlarsa, okuyucuya ‘vay be’ dedirtebiliyorsa işte bu bir farkındalıktır. Şairin poetikası, zamanla, ortaya koyduğu şiirleriyle ve okurlarıyla buluşturduğu eserleriyle şekillendirdiği bir olgu. Bunu gözetmeye çalışıyorum. Bir şairin toplu şiirlerini okurken bu durumu gözlemlemek daha kolay oluyor. Sezai Karakoç’un ‘Gün Doğmadan’ı okurken çok net görmüştüm bu durumu. Allah ömür verir nasip olursa, bütün şiirlerim bir yaştan sonra bir araya getirilirse, şiirlerimdeki poetikayı, benim dışımda ki okurlarım da görecektir diye  düşünüyorum. Bazı şairlerimizin toplu şiirlerini okuyorum. Şiirlerin tamamına yakını birbirine benzer geliyor. Şiirler belli bir kalitede de olsa bir okur olarak beni sıkıyor. Ben toplu okumalarda şairin düşünce ve yazım gelişmişliğini görmek istiyorum. İşte benim şiir poetikam da bu yönde. Bir okur olarak, beğenilerimi bu noktada önceleme ihtiyacı   hissediyorum.
Fikri yapı olarak çok farklı dergilerde şiirlerim yayınlanıyor. Şiirlerimin beğenilerinde  çeşitlilik var. Bu noktada dergi takip eden okur kitlesinin şiirlerime daha çok ilgi  gösterdiğini düşünüyorum.

5-  Buradan yola çıkarak her şairin bir poetikası olmalı mıdır?

Hesap kitapla oluşan, oluşturulan bir olgu değil poetika. Düşüncede şiir yazmaya oturuyorsunuz. Kafanızda tasarladığınız şiir hiç oluşmaya biliyor çoğu zaman. Şiire kafa yoran,   şiir işçiliği yapan şairlerin Allah vergisi yetenekleri çerçevesinde tarzlarının şekillendiğini düşünüyorum. Kimisinde tektir ve bir yönde poetikası vardır, kimisinde dağınıktır. Böyle farklılıklar olabiliyor ama dediğiniz gibi her şairin mutlaka bir poetikası olmalıdır diye düşünüyorum.

6-  Ne vakit şiir yazmaya başladınız?

Birçok şair gibi lise yıllarımda yazdığım aşk şiirleriyle başladım bu serüvene. Öğrenim yıllarımı tamamladıktan sonra daha çok vakit ayırdım yazmaya. On beş yıldır bir fiil yazıyorum.

7-   Hayatınızda şiir olmasa da olur muydu?

Olurdu sanırım. Şiir olmasaydı sanatın belki başka alanlarına ilgi duyardım. Hiçbir zaman  Şiiri hayatımın tamamına yaymadım. Şiir hayatıma manevi zenginlik ve değer katıyor. Gece gündüz her an şiir    yazmıyorum. Aylarca şiir yazmadığım olabiliyor ama şiirden hiçbir zaman kopmadım. Yazmadığım zamanlarda şiir okuyarak vaktimi dolduruyorum. Bence insan yirmi dört saat şair olmak için kendini zorlamamalı.


8-  Günümüzdeki şiir yayıncılığı hakkında düşünceleriniz?

Yayınevlerinin şiir kitaplarını yayımlama sayılarına en önemlisi büyük kitapevlerinin edebiyat    dergilerine ve şiir eserlerini içeren yapıtlara ayırdıkları raflara bakmak gerek. Tüm bunları şikayet etmek için dile getirmek de istemiyorum ama bu kaderi değiştirmek de çok zor. 

9-    Okumaktan hoşlandığınız, şiirleriyle sizi etkileyen şairler kimler?

Şiirlerinin tümüyle beni etkisi altına alan bir şair yok aslında. Yazdığı şiirlerini beğeniyle okuduğum isimler var tabii ki. Belli isimleri öne çıkarmak bana doğru gelmiyor. Bu yüzden isim vermek istemiyorum. Dergilerde yazan genç şairleri ve şiirleriyle genç kalabilmiş birçok şair ağabeyimizin şiirlerini keyif alarak okuyorum. Kütüphanemde yüz şiir kitabım varsa yirmi otuz şiir kitabı şu an bana hitap ediyor diyebilirim.

10-  Sevdiğiniz ve unutulmuş olduğunu düşündüğünüz, bizlerin farkına varmasını istediğiniz bir şiir var mı?

Belli bir kalitede gördüğüm ve farkına varılmasını istediğim şiirlerime kitaplarımda yer veriyorum. Farklı kesimlere de ulaşmak için edebiyat dergilerine de gönderiyorum. Değer bulanlar zaten o dergilerde okuyucularla o kanaldan ulaşıyor. Yayınlanmamış şiirlerimde var   ama bu çerçevede kalmış bir şiirim yok.

     11-  Düzenli takip ettiğiniz edebiyat dergileri vardır mutlaka bizler için biraz bahsedebilir misiniz? Dergiler ve şiir politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şiirlerini birçoğunu keyif alarak okuduğum ve devamlı takip etmek için abone olduğum edebiyat dergileri var. Zaman zaman takip edebildiğim dergiler de mevcut. 10-15 dergiyi takip etmeye çalışıyorum. Bu noktada İnternetten de faydalandığım da oluyor.Farklı şiir anlayışlarıyla bu piyasada yer almaya çalışan, daha fazla okura ulaşma çabasında olan dergilerin hepsi belli bir politika izliyor kendilerine göre ama her şeye rağmen belli kalitede ki edebiyat dergilerinin ortak dillerinin olduğuna da inanıyorum. Her türlü farklılıklarına rağmen dergilerin güzel birer okul olduğuna inanıyorum.

12- Bu; dergilerden olur ve yahut müstakil şahsiyetler olur beğendiğiniz, şiirlerinin okunmasını istediğiniz şiirin yükü altına giren şairler var mı? Yoksa iddia edildiği gibi şiir belli isimlerden sonra öldü mü?

Şiir değil de, şairler ölüyor, yeni şairler doğuyor. Bu konuda hiç karamsar değilim. Bir zaman roman, bir zaman öykü, başka bir zaman şiir öne geçebiliyor. Şu anda roman daha çok okunan, daha çok takip edilen bir yazım türü. Her türün kendine göre bir alıcısı var. Bu da devam edecektir. Düşüşler çıkışlar zaman içerisinde olabilir tabii. Bir şiir kitabında belli kalitede üç beş tane güzel şiir oldu mu, kitabın genelini sürüklüyor. Beğeni ölçülerinde yerini alıyor okur nezdinde. Son zamanlarda okuduğum, şairlerinden örnek verecek olursam; Polat Onat, Sinan Ceran, Yusuf Bal, Abdulkadir Akdemir, Muammer Can, Selim Tunçbilek, Bilal Tırnakçı, İbrahim Yasak,  Cihat Albayrak gibi isimleri sayabilirim.

13-   Başucu kitabım diyebileceğiniz kitap veya kitaplar var mı sitemiz sakinlerinin dikkatine sunabileceğiniz?

Başucu kitabım yok. Ama Sezai Karakoç, Cemal Süreya gibi birçok şairimizin toplu şiirlerini öneririm şiir severlere. Kalemini çok güzel kullanan genç kuşak şairlerimiz de var. Tüm bunların yanında şiir yıllıklarını ve edebiyat dergilerini unutmamak gerek.

14-   Yazım aşamasında veya bitmiş yeni bir projeniz var mı?

Yayına hazır bir şiir dosyam var. Yıllardır yazdığım aforizmaları topladığım başka bir dosyam, birde deneme dosyam halihazırda mevcut. Denemelerimi kitaplaştırır mıyım tam olarak karar vermiş değilim. Bunu zaman gösterecek. Poetikhaberde söyleşiyle okurlarla buluşmaktan dolayı da ayrıca mutluyum. Vesile olduğunuz için teşekkür ederim. Selam ve saygılarımı sunarım tüm okurlara.


Poetikhaber -Abdulkadir Akdemir
İlkay Coşkun

28.11.2013
http://www.poetikhaber.net 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder