ilkcoskun@hotmail.com

11 Ekim 2012 Perşembe

Şairliğimin Hikâyesi



Şairliğimin Hikayesi:

Şairin Parmak İzi, Rıza Arslan
Artshop Kasım 2012

     Hayatımızın tüm evrelerine şahitlik eden sözcüklerin, mısralarla bir araya gelmesi gibi görüyorum şiiri. Her şiirimin bir hikâyesi vardır bende. Şiirde belli bir konuyu alıp işlemekse daha öznel bir yaklaşım olduğu kanaatindeyim.
     Şair olmak farklılıktır. Şöyle ki; sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yol alan bir kısım insanları, erken saatlerde ekmek teknelerinin temizliğini yapanları, ekmek derdinde olup ta süpürge sallayan belediye işçilerini farklı bir gözle seyreder şair. Kedilerin nameli miyavlamalarını, köpeklerin “bu sokaklar benden sorulur” der gibi arzı endam etmelerini velhasıl gözlemlediği insanların yaşam mücadelesi içerisindeki hengâmelerini dimağında süzer ve yazıya döker şair.
     İçimizde yaşanan ikilemler, doğrular-yanlışlar, gerekliler-gereksizler, dolular-boşlar vb yaşamı sorgulayan “neden-niçin”lerle hasbıhal edilen daha nice kavramlar şekillenir ve film şeridi gibi akar yol alır satırlara.
     Sokrates’in dediği gibi “sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez” sözüne ne çok hak veririm böyle anlarda. Güçlüğü sorgular, haksızlıklara tahammül edemediğim durumlarda da kalemimi beyaz sayfalarla buluştururum.

Yarına Epilog

bizim köpek havladı, sokağın alt başında
ihtiyarın elinde bir tas, sırılsıklam kaldırımlar

nidalar ayyuka çıkar, eskilerime göz koyar
dalganı geç eskici, senden sonrada sütçü var

kemik bohçasını çıkarır teyze, mahlukat fır döner
çöpçü tozutur yolları, dükkan kepenklerinin rızkı söner

şafağını yıkamaz çocuk, gözleri mahmur
bizim kedi köpek çiftleşir, kasavetsiz ulu orta

avluda yığın yığın kelepir hurdalar, harami bekler
yine hortladı kalemimdeki ABD / ne zaman üşüşecek gölge
..
borsa düşer, döviz yükselir nedense hep ülkemde

İlkay Coşkun
16.09.2009

Poyraz Edebiyat Sayı 6 – 2009
Düş Yolcusu Temmuz - 2011

     Şiiri yaklaşık on beş yıldır aktif olarak yazmaya çalışıyorum. —1998’den bu tarafa- . Ortaokul yıllarında yazdığım aşk şiirleri saymazsam tabi. Hayatımın içinde her anıma şahitlik eder şiirlerim. Çocukluk, gençlik olgunluk zamanlarımın en özel şahitleridir onlar. Teması toplumsal olan ( madenci veya Filistin gibi ) konulara da değinirim. Ölümler ya da darbeler de şiir yazdırdı kimi zaman bana.
“yazmasaydım çıldırırdım” diyen Sait Faik gibi bende döktüm mısralara içimi ve çıldırmadım.
     Her şair gibi bende kalemimin ucunda taşıdım çoğu zaman aşkı. Sevmelerimde, umutlarımda, hüzünlü anlarımda ve kırılganlıklarımda doğdular şiirler bir bir.
     İtiraf etmeliyim ki içeriği övgü dolu olan ısmarlama şiirler bugüne kadar hiç yazamadım.
     Bir şiire başlamak için kağıdı kalemi eline almak sanıldığı kadar kolay değildir. Emek verip ürettiğinizde tabiri caizse “şeytanın bacağını kırmış” bir his duyarsınız içinizde. En azından ben öyle hissediyorum. Hele hele ortaya güzel bir ürün çıkınca mutlulukların en güzeli yayılıyor yüreğe. Yazmak başlı başına okumaya teşvik edici bir güç bendeki. Okumada aldığım zevki yazmada bulamıyorum. Anlayacağınız, okumadan aldığım tat çok kıymetli.
     Bir şiiri yazdıktan sonra belli bir süre ara veriyorum. Bu aralarda bolca kitap oluyorum. Buradaki amaç seri şiir yazmak değil farklı şiirler yazabilmektir. Sık şiir yazıldığında ifadelerin, kullanılan kelimelerin birbirlerine çok benzemesi kaçınılmaz olmaktadır. Bundan sıyrılabilmek adına aralıklarla şiir yazmaya özen gösteriyorum. Her yiğidin ayrı yoğurt yemesi gibi buda benim şiir yazma tekniğim. Önemli olan şairin kendine uygun tekniği kullanabilmesi ve geliştirebilmesidir.
     Okul olarak kabul edilen edebiyat dergilerinin, şiir yıllıklarının, şiir seçkilerinin yazma noktamdaki itici gücü çok önemlidir benim için. Başarı, emek verip kaliteli eserler üretmektir. Bu anlamda belli aralıklarla bende kitap yayınlatıp şiirlerimi, şiir severlerle buluşturuyorum.
     Kalitesi çok daha güzel şiirlerle buluşmanız temennisiyle.

     İlkay Coşkun
     10.10.2012

     Şairin Parmak İzi, Rıza Arslan
    Artshop Kasım 2012


______________________________________________________________________

                   47 şairden şiir serüveni: "Şairin Parmak İzi"...

    Şairin Parmak İzi’nde, şairlerin şiirlerini oluştururken yaptıkları yolculuğu okuyacaksınız. Philippe Soupault, “Yedi iklim, dört bucakta aradığım gerçek şiiri ancak, Türkiye’de bulabildim.” diyor. Bu kitap, şairlerin

şiirlerini oluştururken neler düşündüklerini, yazma nedenlerini, esinlenme, biçim, biçem, altyapı, tasarı, şiir dili, diziliş vb. açılardan attıkları adımları içeren bir derlemedir. Umarım şiir adı verilen bazı çalışmalar için de bir elek olur; şiir yazanlar bu sorumlulukla bir daha kendilerine bakarlar. Okunmayan, anlaşılmayan şiirler diye adlandırılan bazı şiirler de gerçek değerlerine kavuşmuş olur.


Şairin Parmak İzi’nde, şairlerin şiirlerini oluştururken yaptıkları yolculuğu okuyacaksınız.

Mehmet Sadık Kırımlı, Mazhar Alphan, Oğuz Tümbaş,Hidayet Karakuş, Ahmet Ada, Metin Soydeveli, Gültekin Emre, Abdülkadir Budak, Bülent Güldal, Aydın Kulak, Gazanfer Eryüksel, Dizdar Karaduman, Tarık Günersel, Metin Cengiz, Ahmet Günbaş, Fatma Aras, Ramazan Teknikel, Nesrin Z. İnankul, Yavuz Özdem, Sadık Yaşar, Betül Tarıman, Hüseyin Alemdar, Uluer Aydoğdu, Hülya Deniz Ünal, Mehmet Sarsmaz, İlhan Kemal, Selami Karabulut, Neslihan Perşembe, İlkay Coşkun, Aslıhan Tüylüoğlu, Özlem Tezcan Dertsiz, Yusuf Bal, Mustafa Ergin Kılıç, Volkan Hacıoğlu, Hüseyin Korkmaz, Onur Sakarya, Taner Cindoruk, Gonca Özmen, İlkerİşgören, Cihan Baskın, Gökben Derviş, Ertan Yılmaz, Barış Keçeli, Müslüm Çizmeci, Oktay Yılmaz, Eşref Yener, Cihan Barış Budak


Artshop, Kreatif ve Atölye Yayıncılık; usta yazarların ve yeni kalemlerin kitaplarını yayımlamaya devam ediyor. Şiirden öyküye, denemeden çeviriye her ay yepyeni kitaplar Artshop, Kreatif, Atölyede...


(Şairin Parmak İzi, Rıza Aslan, Artshop Yayıncılık, Derleme, 2013, 200 sayfa)

Tel: 0212 427 37 72
Gsm: 0534 643 30 76

https://twitter.com/#!/ArtshopKitap



“Şairin Parmak İzi” Hakkında: ---İlkay Coşkun

Şairin Parmak İzi’ni eşimle birlikte okudum. Şiire, şiir yazma eylemine yönelik değişik bakış açılarını, yöntemlerini kitapta yan yana görmek güzeldi. Gerek kitap ismi gerekse de kitap kapağı içeriği de çok güzel betimlemiş, özetlemiş. Şiir üzerinden gidilerek olayın mutfağına girilmiş. Şairlerin tamamı içtenlikle şiir yazma serüvenlerini değerlendirmişler. Ayet gelir gibi ilhamın hiçbir şaire gelmediğine şahit olmak çok gerçekçiydi benim adıma.
Çok yazmanın, çok üretmenin değerli olduğunu zikredende olmuş, neden az yazmak gerektiğini, neden az yazdığını anlatanda olmuş. Şiir benim işim, belirli bir şair zümresinin işi anlamına gelebilecek cümleler kurulmamış. Siyah puntolarla bazı şair isimlerini yan yana getirerek, kendisinin de o siyah puntolu yazılan şairlerden olduğunu ima edildiği cümlelere rastlamadım, bu güzeldi Bülent Güldal ağabey gibi şairlerin kapsamlı şiir değerlendirmeleri de anlamlı olmuş. Bu tarz kitapları hazırlayanın, kitabın içinde olamaması hazırlayan için kötü bir durum olsa gerek. 1996 doğumlu Cihan Barış Budak’ın yaşı ile değerlendirmesi dikkatimi çekti. Selamlarımla.

İlkay Coşkun / 14.03.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder