Med-Cezir’Den/Gİzi
insan her zaman konuşur. ebkem tanıklığından,
tenhalığından çok kayıplarından neşet edilendir
rüya veya hayal ya da fantazmagorya yanıltması
tavır, alıcısının pençesindedir, hayat böyle biline
dağ yalnızlığı gibi benzeşilen günlerin ardın sıra
kalbin odacıklarına veya beynin nöronlarındadır
imbikten süzülen nüve/tılsım tiynetine teşnedir
her ne kadar insan fırsatçı kendisiyle müsavidir
kirli ırmağı içine alacak kadar da fedakarlıktadır
dulda bi'yara da asla göstermez kendi sahtesini
olgun veya ham meyveleriz silkelenip yenilen
tohum gibi avdet edip döngüyü sağlayacaktır
kafdağından kar bağışlayan şekavet aslanıdır
kendi rengini bulacaktır elbet tabiat ve genetik
gerisi minare gölgesi, davulun tozu, laf-u güzaf
zayiatlar, bilirkişi ölüme hazır(dır)lar dersi olacak
insan giz/alem koca bir duman belirsizliğinden
biz yine anlaşılır söz etmeliyiz/her mecliste dua
biraz hayalperest, koşar at, tutunma isteği olan
gençken hürmetkar, yaşlıyken lütufkâr olmalıyız
kanun değişmez asla med-cezir ay çekimi gibi
hayatın hançeri çıkar elbet zamanın yüreğinden
yeni doğmuş bir bebek gibi nesilleri güzelleştirir
gülmeden eser kalmaz, hüzünlerle dizginleştirir
kaç damla yaş bilmem ama ölümler sözleştirir
İlkay Coşkun
Gündönümü Dergisi
Sayı 4, Kış 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder