6 Ekim 2022 Perşembe

Kavramlar Üzerine


Merkez/Kaç Kuvvet

Herkesin merkezi kendine özel bulunduğu yerdeyken, çevreyle bağdaştırmalar asıl ve hasbi güç sağlıyor. Anlaşılma ile anlaşılamama arası bir araf uçuruma kendini sürükleyip muğlak yalıtılmışlık çerçevesinde görevini tekmil ediyor. Doğanın diyalektiğinden insanın diyalektiğine bir salınımla… Gizli bir dokunuş, bu çağrışım gücüyle ve yaşama metaforu özelinde şekilleniyor. İhtiyaçları araçsallaştırma ve itmam ile ikmal arası bir yerlerde ki uğraşılar böyle şekilleniyor. Merkez/kaç etkisiyle hep bir savrulma hali gözlense de tekerrürdeki teşne hal, zafiri tüketircesine devam edip bu hassa üzre yol alıyor. Bu merkezi oluşturan çekim, bidayette kendisinin oluyor. Öyle veya böyle bu çerçevede kendisine bir merkez inşa edip simbiyoz bir yaşam bulduğunu sanıyor. Bu merkezkaç kuvvet, -süngüsü yanında-, katreden deryaya taşınıp istikameti çevrimiçi yapıyor. Tek kalmışlık bu sonuçta, dalya yapabilmeye ne hacet... Bilinç mahsullerini yeknesak doldurup gözünü karartan kurt misali sürüsüne dalıp alacağını alıp çıkıveriyor.

Akilus

Akıl iyi güzel ama hikmet çerçevesinde hep bir noksanlık aranıp bulunacaktır da… Akhilleus¹ kelimesiyle benzerliğine bir bakalım. “Aşil’in Topuğu” betimlemesinin taşıyıcısıdır bir taraftan. Bunları geçip kendi normlarımıza bakalım. Böyle, -tanrılar- gibi ifadeler bizim uzağımızdaki şeyler. Akilus kelimesinin bizdeki çağrışımı sade-minimalist-abartısız olarak “akıllı, uslu” desek kim ne der? (Benim uydurmam)

Hz. Ali’ye isnat edilen “ilim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı” sözündeki çok boyutluluk, tümden gelim ve genişlikle de doğrudan ilintilidir akıl. “Akıl yormak” ifadesinin düşünceye verdiği geniş yol gibi fikirlerinde çok üzerinde bir boyutta... Beynimizin çok azını kullandığımızı tasavvur edersek, bu betimlemenin bile ne kadar kadük kalacağını bir düşünün artık. Yeniliğe, değişime maruz kalan akıl, fikir ve hermönetik daire, açısını daha da çok büyütecektir. Normal bir insan beyni ve her insan beyninin farklılığı yanında daha uçlarda, yukarılarda, epistemolojik yapıyı genişleterek yoluna devam edecektir. Külli irade genişlemeye devam edecek; “varoluş-biliş ve oluş” perspektifiyle imtidat edecektir. Etikasını ve estetikasını yakalayan anlayışla gelişimini daha da çok uzaklara taşıyacaktır. Başka bir taraftan “İki günü eşit olan zarardadır” Hadisi Şerifi muvazenesince, akıl kullanımıyla beraber milyarlarca insana yol ve ışık olmaya devam edip insanı besleyecektir.

Aklın Yolu

Aklı; iyi ve doğru yolda kullanma ameliyesi, eşyanın tabiatında, sosyoloji de ve psikolojik manada da başatlığını koruyor. "Doğru bir adım attı ama yanlış bir yönde" Heidegger sözündeki gibi çok boyutluluk, aritmetik büyüklükten daha çok geometrik büyümeye ve farklılaşmaya karşılık geliyor. Picasso'nun çok açılı kübist tekniği gibi hayal gücünü de içinde taşımıyor değil. "İnsanın dünyadaki vazifesi, dünyayı güzelleştirmektir" Peygamber Efendimizin sözündeki gibi ‘aklın asıllığı’na ve ışığına gereksinim duyduruyor. Her iki sözdeki farklılığa rağmen aklın ve şuurun asıllığında yol oldukları kesin.

Düşünen insanlar ve halkların önündeki bütün entelijansiyanın, arzu ve özlem nesnesi olarak aklı ve düşünmeyi baz almaları, terakkinin öncülü olarak yerini hep koruyor. Dini-etik-ontolojik ve epistemolojik gibi bütün etmenlerle beraber aklı kullanma ve uygulama da bir fikir, yol verici ve destekleyici teşvikler olması gerekiyor. Kilise doktrini ve monarşi yapıları koruma gibi kimi anlayışların uzağında, insanlığın uhdesinde düşünen özgür bir akıl perspektifinde yaşatılması gerekiyor.

Nasıl ki bir aygıtı icat etmek, o aygıtı kullanımda tutmak ve geliştirmek, aklın ışığını gerektiriyorsa, mızmızlanmak, mızıklanmak ve oturup ağlaşmak, cehaleti ve tembelliği besleyeceği kesin. Hiç bir şeye çözüm olamayan gereksizliklerden uzaklaşıp akıllı olmak gerekiyor.

¹ (Grekçe: Akhileus, Fransızca: Achille Aşil) annesi tanrı, babası ölümlü bir kral olan yarı tanrıdır. Peleus ile su tanrıçası olan Thetis'in oğludur. Dünyanın en büyük savaşçısı kabul edilir. Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biridir.

İlkay Coşkun
Güneysu Dergisi
Sayı 135, yaz 2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder