1 Haziran 2021 Salı

"Derin Mitoloji" - Hayrettin İvgin Kitabı Hakkında / İlkay Coşkun


"Derin Mitoloji" Kitabı Hakkında 

"Derin Mitoloji (İnançlarda-Söylencelerde-Folklorda-Geleneklerde)" ismiyle müsemma eser, Araştırmacı Yazar Hayrettin İvgin’in kitabı. Başta kültürümüzde, tarihimizde yer alan mitolojik anlatılar, resimlerle ve minyatürlerle de desteklenip 264 sayfa hacminde derinlikli bir eser oluşturulmuş. Kitapta yer alan her bir mitoloji, bütün varyantlarıyla ele alınmış. Ayrıca çok geniş bir kaynak taraması yapılmıştır.

Dinler, inanışlar, söylenceler, gelenekler, tılsımlar, semboller, gizemler, resimler, minyatürler, arkaik unsurlar, ezoterik bakış, panteist hayat, okuru farklı dünyalara götürmektedir. Bu anlatılarda okur, hülyalara dalıp hayalin kanatlarına biniyor adeta. Yazarın, arka kapak yazısı ve önsöz yazısında mitolojinin ne olduğu sorusunu hem cevaplandırıyor hemde bu soruları okura sorarak bir fikir jimnastiği yapıyor adeta. Bu yazısının bir bölümü şu şekilde; "Mitoloji, tanrı anlatıları veya eski dönemlerin kutsal metinleri midir? Mitoloji, bazılarının söylediği gibi keşfedilmeyi bekleyen, gizlerden oluşan anlatılar mıdır? Dünya kültürünün temelini oluşturan, hayal gücünün alabildiğine sınırsız, kötü bir yansıması mı? Nedir bu Mitoloji? Mitoloji, bir ulusun toplumsal hafızasıdır. Eğer mitolojiniz yoksa toplumsal hafızanız, hatta ulusal bilinciniz de yok demektir. Mitoloji, medeniyet hafızasının müzesidir..."

Kültürümüzden, edebiyatımızdan, inancımızdan ve tarihimizden gelen anlatılar başta olmak üzere Arap, İran, Hint, Çin ve genel anlamda dünya mitolojisine de göndermelerde bulunulmuştur. Yazarın ifadesiyle, kozmogoni ve eskatoloji arasındaki bu kadar geniş bir konunun bir kısmına kitabında yer verebilmiştir.

Konu muhteviyatında; Türk mitolojisin de deniz, lokman hekim inanışı, Anadolu inançlarında ateş iyesi, ucubilik, harut marut, yedi sayısının hikmeti, mitolojik hayvanlar, dabbetül-arz, bahar, turna, göç kuşları, vak vak ağacı, hıdrellezin mitolojik kökleri, Ashab-ı Kehf (yedi uyurlar), kab-ı kavseyn, burak, erbain, nevruz gibi üst başlıkları ve başkaca alt başlıklarla mitoloji konusu etraflı bir şekilde ele alınmış. Başta Anadolu temelinde bir çok mitolojiye yer verildiği görülmektedir.

İzninizle kitapta yer alan uzun mitolojilerin birkaçının kısa bazı bölümünü buraya taşımak istiyorum.

* “Ucubilik, mitolojik çağlarda insan biçimli kocaman varlıkların bir kalıntısıdır. Bu tip varlıkların hetonik özellikte olmaları, onları kaosla biçimlendirme imkânı da verir. Acıklı ruh çizgileri de aynı başlangıçtan gelebilir. Arkaik zamanlarda, Araz kadar büyük ırmakların bir ayağını bir kıyısına, diğer ayağını da öbür kıyısına koyup atlayacak kadar büyük insanların yaşadığına inanılırdı. “Ucubilik” motifi de bu inanışların bir ürünüdür” (Sayfa 47)

* “Başkurt mitolojisinin kutsal kuşlarından biri olan Akkuş adlı kuğu kuşudur. Akbuzat anlatmalarında Humay, Ural-Batır’ın ölümünden sonra ona bağlılığı dolayısıyla kuğuya dönüşmüştür. Öldürülmesi, yuvasının bozulması manen yasaktır. Yılda bir defa eti yenir ki bu da Akkuş’un totem olduğunu gösterir” (Sayfa 105)

* “Türk inanç ve düşünüş sisteminde ağaç ile çocuk arasında çok sıkı bir bağ bulunur. Hanlar ve beyler, Tanrı katında bulunan kutsal ağaçlar vasıtasıyla yeryüzüne indirilmektedir. Uygur devletlerin kağanları birer “Iduk-Kut”dur. Bunlar hep ağaçtan doğmuşlardır. Oğuz Kaan destanının bir varyantında, evlendiği kızlardan birisi yalnız ağaç (tek ağaç) tarafından cennetten Oğuz Kaan’a gönderilmiştir. Oğuz Kaan destanının Reşideddin nüshasında ise bir çocuk yani Kıpçak ağaç kovuğundan doğmuştur. Yine Türklerin inançları arasında; dünyaya gelecek çocukların ruhlarının hayat ağacının dallarında kuş şeklinde yaşadıkları inancı vardır” (Sayfa 154)

Medeniyetimizin, kültürümüzün mitolojik yönden çok zengin olduğu görülmektedir. Mitolojik karakterin, bir Selçuklu eserine işlendiğini de görmekteyiz, minyatürlerimize resmedildiğini de. Nevruz, Hıdırellez gibi geleneklerimizin birçoğunun temeli, inanışlar başta olmak üzere mitolojik anlatılardan beslendiği muhakkak. Bu da kültürümüzün en önemli lokomotiflerinden biri olsa gerek. Kitapta yer alan kültürümüze uygun, belki de unutulmuş bazı mitolojilerin, geleneklerimizde yaşanır kılmak elzem olacaktır. Film ve dizi sektöründe de bu geniş deryanın daha çok yer alması anlamlı olacaktır.

İlkay Coşkun 
30.05.2021
Kültür Çağlayanı dergisi
Sayı 70, Eylül Ekim 2021




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder