Ölüm ve Ayna'da Hayatın Anlamı:
(İlkay Coşkun – Kültür Ajanda Dergisi, Sayı 124, Mart 2024)
“Ölüm ve Ayna” Şair Şakir Kurtulmuş’un Çıra Edebiyat etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu şiir kitabı. On üç şiirin yer aldığı kitap, yetmiş iki sayfa hacmindedir. “Ölüm ve Ayna” kitap isminden mülhem olduğu gibi konu muhteviyatı daha ziyade İslamî değerler çerçevesinden ele alınıp nakşedilmektedir. Başka bir ifade ile Müslümanca bir bakış, tesmiye edilip böylelikle konular işlenmektedir.
Yaradan’a dua ile başlayan “Tesbih” kitabın ilk şiiridir. “Kilit” şiirindeki besmele teması ile İslamî literatürde, teoloji de yer alan birçok terim ve olgu devam eden şiirlerle ele alınmaktadır. Bu şiirlerde hep bir müeddep bir insan tasavvuru özünü taşımaktadır. Dünyanın zorluklarıyla, kederleriyle üşüdüğümüz, hüzün ağrıları çektiğimiz bu dünyamızda böyle huzur duasına hep bir ihtiyacımız vardır. Kalp yandığı müddetçe göz yaşaracaktır ama her şeye rağmen karamsar bir tablo çizilmez şiirlerde. Sezai Karakoç’un “Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır” sözünde olduğu gibi hep bir olumlu tavır vardır.
Şiirler saf, duru bir anlatımın yanında derinlikli ve köpüğü alınmış bir üslupta işlenmektedir. Fuzulî’nin “Şiir aklı incitmeden cana geçen olgun mânâdır” sözünde görüleceği gibi bir olgunluktadır. Başka bir boyutta şiirlerde ses ve ahenk unsurlarından faydalanıldığını da görmekteyiz. Bu da şiirlere uyumlu bir müzikalite ve lirizm katmaktadır. İster şair olsun ister yazar olsun eserleriyle, düşünce alanındaki teorisyenliğiyle böyle ayakta ve dik durmak zorundadır.
Kitap ismi olan “Ölüm ve Ayna” ifadesi kelime yer değişikliğiyle; “Ayna ve Ölüm” şiirinde şu şekilde işlenmektedir. “işte ay ve nar/ kar tohumları kış narı/ verimli toprak aç/ günah okuyucusu kırık aynalar/ modern algıların ifadesindeki buluş/ iklimlerden kaçış sanki hayat/ yalın ve sarp ve hazırlıklı/ ölüme yakın bir duruş/ aynadaki yaşantı berrak su/ suyun damarlarındaki su/ nurani yüzde/devrimci sima/ bahar kokulu ölüm” (s.17) Ölüm olgusu, dünyanın geçiciliği ve hayatın anlamı ne kadar naif ve derinlikli bir şekilde ele alınıp işlenmiş değil mi?
Kitap isminde de olduğu gibi şiirlerde ölüm, ayna, yansıma daha çok da ilahî aşk ve devamında betimleyici unsurlar olarak dağ, kuş, yıldızlar, çiçekler, rüzgâr gibi birçok tabiat unsuru yer almaktadır. Tabi ki bu betimlemeler ilahî aşka, kâmil insana, dava anlayışına, hayatın anlamına, ölüm gerçeğine ve baki hayatına yönelik bir bakışın yol ve yöntemini ihtiva etmektedir. Sonuçta adına hayat dediğimiz bu dünyada aşk onun içinde, sevgi onun içinde, zorluklar ve acılar da onun içinde maalesef. Burada yine şairin bir şiirini yardıma çağıralım. “yazgı” şirine yer verelim. “ne yerlisi ne köylüsü ne şehirlisi/ ne lut ne isa ne musa/ ne eyyub ne yunus ne yahya/ kimse kaçamaz yazgısından/ dünyanın aynasına yansıyan/ yazgısından/ herkes ne sende ne bende/ kendi koşusunda yaşar” (s. 18)
Şiirlerde geçen yer ve kıymete haiz isimlere bir göz atacak olursak; “İstanbul, Üsküdar, Kadıköy, Fatih, Süleymaniye, Eyüp Sultan, Beylerbeyi, Kuzguncuk, Paşalimanı, Karacaahmet Marmara, Çapa, Küplüce, Tur Dağı, Nil, İskenderiye, Kızıldeniz, Sina, Tekir Dede Mezarlığı, Amasya Beyazıt Cami, Yeşilırmak, Erzurum, Paris”, “Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Zarifoğlu, Nuri Pakdil ve diğer yedi güzel adam, Aziz Mahmut Hüdaî, Yahya Kemal, Yunus, Taptuk, Hz. Süleyman, Musa, İsa, Lut, Eyyub, Yahya, Nedim, Şemsipaşa, Esma, Rabia, A. Nedim Çeker, Ayşe Hanım, Ali Haydar, şairin kızı Şeyma” gibi birçok isimle de karşılaşıyoruz şiirlerde.
Özellikle inanç ve ilahî aşk, insanın en önemli dayanak ve tutunma noktalarından birisidir. Roma’yı put kuyusu olarak nitelendiren Üstat Nuri Pakdil gibi “Çöken bir akıl sistemi batı” (s. 57) tanımlaması yapar şair ve bunun gibi başka ifadelerle eleştirilerini bir bir serdeder. Yine aynı Nuri Pakdil gibi Tanrı gazabına uğrayan bir anlayışın temsilcileri olarak görür batıyı. Bununla birlikte kendi medeniyet ve anlayışımızı şu şekilde özetler adeta. “…gül medeniyeti otağında doğar/ şeyh galib’in şiir torunları/ bizim yunus’un sırtında odun/ aşk ve insan kardeşlerim” (s. 58) gibi.
Öz olarak, okuduğum bu şiirlerin daha çok kadim olana yönlendiren bir cihette olduğunu söyleyebilirim. Daha çok ölüm ile birlikte ilahî aşk üzerine yoğunlaşıldığını görmekteyiz. Bu durum daha çok hayatı, aşkı ve ölümü kavrama çabasıyla yol almaktadır. İlahî aşkın yoğunluğu ve sufî duyarlılığı böyle olsa gerek. İslamî hassasiyetlerle işlenmiş şiirlerde bir murabıt hassasiyeti gözetilmiş daha çok. Hikâyelerimizin çok ağır geçtiği bu zamanlarımızda ve bu coğrafyamızda bunun gibi şiirlerle bir bilinç taşıyıcılığı yapılmaktadır. Dertleri ortak olanların beklentileri de reçeteleri de ortak oluyor bir yerde ne de olsa. Toplumcu gerçekçi tanımlamasının yanında Müslümanca bir duyarlılık ve dini hassasiyet boyut tam da böyle olsa gerek. Öz olarak manevi, metafizik bir iletiyle lirizmin kaynaştırıldığı güzel şiirler okudum. İyi okumalar.
ŞAKIR KURTULMUŞ kimdir
1958 Eskişehir doğumlu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümünü bitirdi. 1977
yılından bu yana çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Yeni Devir gazetesinde
uzun bir süre ‘Sanat-Edebiyat’ sayfası hazırladı. 1980 yılında ‘Tin Yazıtları’
isimli bir edebiyat dergisi yayımladı. İnsan Yayınları’nın kuruluşunda
görev aldı. Eskişehir’de lise öğrenimi sırasında arkadaşlarıyla birlikte
‘Fecir’ isimli bir duvar gazetesi çıkardı. İlk yazısı 1976 yılında Yeni Devir
gazetesinde, ilk şiiri Mavera dergisinde 1978 yılında yayımlandı. İlk şiir
kitabı ‘Ah Güzel Bir Gün’ 1985 yılında Akabe yayınları arasında çıktı.
Yönelişler, Mavera, Aylık Dergi, Ay Vakti, Bir Nokta, Edebiyat Ortamı,
Şiar, Hece, Muhit ve Yedi İklim gibi dergilerde şiir ve yazıları yayınlandı.
Beyan Yayınları arasında ‘Hz. Hamza’ ve ‘Bilal-i Habeşi’ isimli iki
biyografi çalışması çıktı. Halen Çıra Yayın Gurubu bünyesinde ‘edebiyat
dizisi’ editörü olarak görev yapmakta, çeşitli kurumlarda lise ve üniversite
öğrencilerine yönelik yazarlık atölyesi dersleri vermektedir.
Şiir Kitapları:
Ah Güzel Bir Gün,
Yusufun Kuyusu
Ölüm ve Ayna
Gökte Asılı Şarkılar
Dağların Açık Yarası
Hiçbir Mevsime Sığmıyor Kuşlar
Deneme Kitapları:
Edebiyatın İzi 1, Bir Sonsuz Yolculukta
Edebiyatın İzi 2, Bir Tutkuya Dönüşmek
Edebiyatın İzi 3, Çiçekler Hiç Solmasın
Kültürün İzi
Kalbe Giden Sokakta Kitabın İzi
Yer ve Gök Arasında Sanatın İzi
Artık Evimize Dönmek İstiyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder