İÇsel Titreşim
kavun mu ki olgunlaşsın el ayak, peştamaldan gözüktü bak
doldu taştı iyicil hayal, sanrıyla seğirtti sol gözüm bin arzuya
gölgenden düşürdüğüm üstkimliğim, doğurtkan kıl payı baruttayken
pişiripte sal kalaylı ziftini - içim dışım saman alevi titrekliğinde-
kılı kırk yararcasına da olsa uzat elini, basbayağı, kırık sen’liyim
dip noktasında su toplasın gölge-özgürlüğe göz kırpan çağlayanımda
çoğalt tenörünü bendeki yıldızların, poz verdiğim yektan mabedimde
cepkene sığmayan bedenim, titreşim arası muhtar cigarası eşliğinde
yolun yarısı kaydımı beri/kır saçımı, kırk kere öpmezden evvel
yoksa dahası mı var ileride, ölü toprağına değdir hadi cismimi
ne güzelde yakışır sakal sana yüz/diri adın, kirli bakışın var senin
yüze yüze kuyruğundaysak eğer, peşimiz sıra düşülmezdiya
---
yazgıya “ah vahh” deme, umudun toplansın kamburunda
kulpu düşmüş çömleğim gibi kartvizitine ekle şimdi beni de
içilen milyon yılların zehrini üleşip, ziftine bula gerisingeri…
…..
İlkay Coşkun
09.08.2011
Bana Şiirden Ellerini Uzat
Ocak-2012
Buruciye Şiir Akşamları - 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder