Osman Çelik-İlkay Coşkun-Söyleşi - (Sivastimes Gazetesi / 2010)
1-Sizi tanıya bilir miyiz?
1971
Yozgat doğumluyum. Uzun yıllardır Sivas’ta yaşadığım için ve Sivas’ımızı çok
sevdiğim için, kendime “yarı Sivas’lıyım” diyebiliyorum. Sivas’ımızın Kepenek
suyunu içip, şiire, edebiyata ilgi duymamak mümkün değil zannedersem. Anadolulu
olma ruhunu hücrelerimde, iliklerimde taşıyor olmam, bu toprakların seslerini,
bu toprakların güzelliklerini yazmaya itti düşüncesindeyim. Meşeliklerle
çevrili köyümüzde, Bozok yaylalarında, zemherinin en çetin günlerini yaşadık.
Saf, temiz, fakir ama gururlu insanımızla paylaştık soframızı. Gün geldi, okuma
adına şehirlere düştü yolumuz. 20 seneyi aşkındır Sivas’ta ikamet ediyorum. Çocuklarımız burada
doğdu ve burada büyüyor. Sivas’ın dışına çıkanlar Sivas’ı arıyorlar, Sivas’ta yaşayanlarda,
Sivas’ta olmaktan mutlu ve memnun olmalılar bence. Sokrates’in güzel bir sözü
var: “Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez” bende hayatın bütün evrelerinde,
sorgulayarak, ölçerek, biçerek, muhasebe yaparak bakmak gerektiği
düşüncesindeyim.
2-Poyraz Dergisi yazı ekibindesiniz.
Nasıl gidiyor Poyraz Dergisi?
3-Poyraz Dergisi çıkar çıkmaz epey
bir kabul gördü. İl dışındaki yazarlara da gönderiliyor. Poyraz’ın beğenilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
4- Dergicilik bir okul. Meşakkatli
bir okul. Zor bir yükü omuzlamak nasıl bir duygu?
Ben;
işin püf noktasını CES olarak nitelendiriyorum. Yani; cesaret, emek, sabır.
Birde
buna ekip ruhunu ekleyebiliriz. Günümüzün globalleşen dünyasında, bireysel
faaliyetlerden çok, ekip çalışmaları başarı getiriyor. Örneğin bir kitap
yaparsınız, bu sadece sizin kitabınızdır, bir kişiye aittir. Ama dergi
yaparsınız bir çok insanın yazıları, renk katar, kalite katar.
“ Her
aşık şairdir” der Eflatun. İnsan; özlemi, vuslatı, gurbeti, aşkı, acıyı
yaşayınca hayatında şair olabiliyor. Türkiye’mizde; çobanından en üst
noktalardaki devlet büyüklerimize kadar az çok her insanda şairlik vardır.
Avrupa’da şiirin yok denecek kadar az yazıldığı söyleniyor. İnsanların refahı
çok artınca duyuları köreliyor beklide. Şiirde, ilk mısranın Allah vergisi,
devamının ise çalışmak ve emek olduğunu düşünüyorum. Lise yıllarımda yazdığım
aşk şiirleriyle başladı şiir ve yazma serüvenim. Okuduğum romanlar yazmamda çok
etkili oldu. Bir filozof şöyle der: “Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın, ilk
yirmi yıl ömrünüzü en uzun yarısıdır” bu yüzden insan hayatında çocukluk ve
gençlik yıllarının çok önemli olduğunu düşünüyorum, insanın gelişimi açısından.
Şiir, uzun bir süreç. İnsanın hayat
yolculuğundaki olduğu gibi, şiirde yol alıyor insan ömründe. Şiirde aradığım,
daha güzelini, daha güzelini yazabilmek amacındayım. Birde kalıcı eserler
bırakmayı Allahım nasip eder inşallah.
Madem Konu şiir, bir şiirimi
sizinle paylaşmak istiyorum.
UYAN
I
var mıdır kalp acısından, aklı
kusur olma/yan
dünyalık ihtiras için, fani saçın
yolma/yan
al/dan yanak gül/den dudak, varsa
yoksa ne yazar
aşk şarabı yudumlayıp, meşk küfesi
dolma/yan.
II
Hakkı baki gören gözler, kadir-i
mutlak ayan
Firdevs pınarından güller, yüreği
sevgi sayan
kervanların mal ilen mülk, kalsa
dursa ne yazar
umutların hiç sönmesin, kalmayasın
yayan.
III
sınavımız var alemde, neden yok ki
hiç duyan
var mıdır yürek pasını, Kur’an
nuruyla yuyan
dirhem katre zevk ve sefa, olsa
sürse ne yazar
fenafillaha ulaşıp kadir-i Mevla’ya
uyan.
IV
sevgiyi şiar edinir, güzelliği arayan
şendir alem-i faniyi, sonsuzluğa
adayan
prangalarda can beden, doğsa ölse
ne yazar
şafaklara yağar rahmet, dayan can
evim dayan.
V
meftun ol Rab kapısına, kalbe
merhamet koyan
tamah gösterme aleme, ülfet edip doyan
ömür billah dileklerin, dolsa tutsa
ne yazar
ölmeden öldür nefsini, hikmet-i
hilkate boyan.
VI
kudret-i ebediyedir, yaşatılan cereyan
kanaat meleki huydur, budur şümul-i
beyan
dünya dar bir ticaretgah, alsa
satsa ne yazar
levh-i mahfuzda yazılmış, gerisi
boş hezeyan.
...
İlkay Coşkun
05.09.2009
6- Kitaba doğru bir adımınız var mı
bu günlerde?
Toplumumuzda okuma kültürü çok
değişti ve azaldı. İnternetin ve görselliğin revaçta olması, alışkanlıkları ve
bakış açıklarını çok etkiledi, değiştirdi. Şair ve yazar ürettiği ölçüde
vardır.
Ünlü şair ve yazarlara bakacak
olursak, onlarca kitapları var. Bende bunun bilincinde olarak, belirli
periyotlarda kitaplar hazırlayıp yayınlamayı düşünüyorum. İlk şiir kitabımı,
2008 tarihinde yayınlattım. Şiirlerim çeşitli antolojilerde yer aldı.
7- İlkay Bey şu aralar ne
okuyorsunuz?
Şu anda,
edebiyat dergisi okumaya çalışıyorum. Mortaka, Varlık, Türk Edebiyatı,
Buruciye, Göç vs. Bunun haricinde de, maaşımı alınca kendime cüzi bir para
ayırıyorum. Ayda kendime birkaç kitap alırım, bu beni çok mutlu eder. Yıllardır bu yöntemi uyguluyorum. Şunu
samimiyetle söyleyebilirim. Okumak, yazmaktan çok daha mutlu ediyor beni. Çok
az televizyon seyrederim. Sigara içmeyen ve bunun gibi özel zevkleri olmayan
biri olarak, ufacıkta kendime sağladığım bir torpil olduğunu düşünüyorum. Her
altı Türk’ün senede sadece bir kitap okuduğu bir zamanda, okuma konusunda, iyi
bir noktalarda olduğumu düşünüyorum.
Bu fırsatı bana verdiğiniz için,
teşekkür ederim. İlkay Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder