26 Temmuz 2013 Cuma

Söyleşiler - İlkay Coşkun


Osman Çelik-İlkay Coşkun-Söyleşi - (Sivastimes Gazetesi / 2010)

1-Sizi tanıya bilir miyiz?

1971 Yozgat doğumluyum. Uzun yıllardır Sivas’ta yaşadığım için ve Sivas’ımızı çok sevdiğim için, kendime “yarı Sivas’lıyım” diyebiliyorum. Sivas’ımızın Kepenek suyunu içip, şiire, edebiyata ilgi duymamak mümkün değil zannedersem. Anadolulu olma ruhunu hücrelerimde, iliklerimde taşıyor olmam, bu toprakların seslerini, bu toprakların güzelliklerini yazmaya itti düşüncesindeyim. Meşeliklerle çevrili köyümüzde, Bozok yaylalarında, zemherinin en çetin günlerini yaşadık. Saf, temiz, fakir ama gururlu insanımızla paylaştık soframızı. Gün geldi, okuma adına şehirlere düştü yolumuz. 20 seneyi aşkındır Sivas’ta ikamet ediyorum. Çocuklarımız burada doğdu ve burada büyüyor. Sivas’ın dışına çıkanlar Sivas’ı arıyorlar, Sivas’ta yaşayanlarda, Sivas’ta olmaktan mutlu ve memnun olmalılar bence. Sokrates’in güzel bir sözü var: “Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez” bende hayatın bütün evrelerinde, sorgulayarak, ölçerek, biçerek, muhasebe yaparak bakmak gerektiği düşüncesindeyim.
 
2-Poyraz Dergisi yazı ekibindesiniz. Nasıl gidiyor Poyraz Dergisi?

 Poyraz Edebiyat Dergisi’nden önce başka projelerimiz oldu. Bu çalışmalarımız alt yapı oluşturdu. İnsan halisane olarak isterse, gayret ederse, Rabbinden isterse bazı şeyleri, gerçekleşiyor istekleri. Bu çalışmalar bir zamanlar bizim için hayalden ibaretti. Allaha binlerce şükürler olsun ki, hayallerimizi bir bir gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de bir ilk oldu zannedersem. 2 hatada bir yayın yapan edebiyat dergisi yok. Bize bu fırsatı veren Sivas Postası Gazetesine şahsınız adına çok teşekkür ediyorum.

3-Poyraz Dergisi çıkar çıkmaz epey bir kabul gördü. İl dışındaki yazarlara da gönderiliyor. Poyraz’ın beğenilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Daha işin başındayız. Henüz çalışmalarımızın meyvelerini görmedik. On sayı üzerine çıktıktan sonra, çalışmalarımızın olumlu veya olumsuz yönleri göreceğiz. İnşallah uzun soluklu bir dergi olur. İlk tepkiler hep olumlu yönde. Buda bize motivasyon sağlıyor tabi. Türkiye çapında, ileri gelen edebiyatçılara, şairlere; Poyraz Edebiyat Dergisini göndermeye başladık. Buda Sivas’ımız için, tanıtım için artı bir değer katacaktır muhakkak.

 4- Dergicilik bir okul. Meşakkatli bir okul. Zor bir yükü omuzlamak nasıl bir duygu?

 Ben; işin püf noktasını CES olarak nitelendiriyorum. Yani; cesaret, emek, sabır.
Birde buna ekip ruhunu ekleyebiliriz. Günümüzün globalleşen dünyasında, bireysel faaliyetlerden çok, ekip çalışmaları başarı getiriyor. Örneğin bir kitap yaparsınız, bu sadece sizin kitabınızdır, bir kişiye aittir. Ama dergi yaparsınız bir çok insanın yazıları, renk katar, kalite katar.

 5- Biraz şiirlere dönelim. Şiirle epey bir içli dışlısınız. Şiirde aradığınız nokta neresi?

 “ Her aşık şairdir” der Eflatun. İnsan; özlemi, vuslatı, gurbeti, aşkı, acıyı yaşayınca hayatında şair olabiliyor. Türkiye’mizde; çobanından en üst noktalardaki devlet büyüklerimize kadar az çok her insanda şairlik vardır. Avrupa’da şiirin yok denecek kadar az yazıldığı söyleniyor. İnsanların refahı çok artınca duyuları köreliyor beklide. Şiirde, ilk mısranın Allah vergisi, devamının ise çalışmak ve emek olduğunu düşünüyorum. Lise yıllarımda yazdığım aşk şiirleriyle başladı şiir ve yazma serüvenim. Okuduğum romanlar yazmamda çok etkili oldu. Bir filozof şöyle der: “Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın, ilk yirmi yıl ömrünüzü en uzun yarısıdır” bu yüzden insan hayatında çocukluk ve gençlik yıllarının çok önemli olduğunu düşünüyorum, insanın gelişimi açısından.
Şiir, uzun bir süreç. İnsanın hayat yolculuğundaki olduğu gibi, şiirde yol alıyor insan ömründe. Şiirde aradığım, daha güzelini, daha güzelini yazabilmek amacındayım. Birde kalıcı eserler bırakmayı Allahım nasip eder inşallah.
Madem Konu şiir, bir şiirimi sizinle paylaşmak istiyorum.
 
UYAN
 
I
var mıdır kalp acısından, aklı kusur olma/yan
dünyalık ihtiras için, fani saçın yolma/yan
al/dan yanak gül/den dudak, varsa yoksa ne yazar
aşk şarabı yudumlayıp, meşk küfesi dolma/yan.

II
Hakkı baki gören gözler, kadir-i mutlak ayan
Firdevs pınarından güller, yüreği sevgi sayan
kervanların mal ilen mülk, kalsa dursa ne yazar
umutların hiç sönmesin, kalmayasın yayan.

III
sınavımız var alemde, neden yok ki hiç duyan
var mıdır yürek pasını, Kur’an nuruyla yuyan
dirhem katre zevk ve sefa, olsa sürse ne yazar
fenafillaha ulaşıp kadir-i Mevla’ya uyan.

IV
sevgiyi şiar edinir, güzelliği arayan
şendir alem-i faniyi, sonsuzluğa adayan
prangalarda can beden, doğsa ölse ne yazar
şafaklara yağar rahmet, dayan can evim dayan.

V
meftun ol Rab kapısına, kalbe merhamet koyan
tamah gösterme aleme, ülfet edip doyan
ömür billah dileklerin, dolsa tutsa ne yazar
ölmeden öldür nefsini, hikmet-i hilkate boyan.

VI
kudret-i ebediyedir, yaşatılan cereyan
kanaat meleki huydur, budur şümul-i beyan
dünya dar bir ticaretgah, alsa satsa ne yazar
levh-i mahfuzda yazılmış, gerisi boş hezeyan.
...
İlkay Coşkun
05.09.2009
 
6- Kitaba doğru bir adımınız var mı bu günlerde?

Toplumumuzda okuma kültürü çok değişti ve azaldı. İnternetin ve görselliğin revaçta olması, alışkanlıkları ve bakış açıklarını çok etkiledi, değiştirdi. Şair ve yazar ürettiği ölçüde vardır.
Ünlü şair ve yazarlara bakacak olursak, onlarca kitapları var. Bende bunun bilincinde olarak, belirli periyotlarda kitaplar hazırlayıp yayınlamayı düşünüyorum. İlk şiir kitabımı, 2008 tarihinde yayınlattım. Şiirlerim çeşitli antolojilerde yer aldı.
 
7- İlkay Bey şu aralar ne okuyorsunuz?
 
Şu anda, edebiyat dergisi okumaya çalışıyorum. Mortaka, Varlık, Türk Edebiyatı, Buruciye, Göç vs. Bunun haricinde de, maaşımı alınca kendime cüzi bir para ayırıyorum. Ayda kendime birkaç kitap alırım, bu beni çok mutlu eder.  Yıllardır bu yöntemi uyguluyorum. Şunu samimiyetle söyleyebilirim. Okumak, yazmaktan çok daha mutlu ediyor beni. Çok az televizyon seyrederim. Sigara içmeyen ve bunun gibi özel zevkleri olmayan biri olarak, ufacıkta kendime sağladığım bir torpil olduğunu düşünüyorum. Her altı Türk’ün senede sadece bir kitap okuduğu bir zamanda, okuma konusunda, iyi bir noktalarda olduğumu düşünüyorum.
Bu fırsatı bana verdiğiniz için, teşekkür ederim. İlkay Coşkun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder