25 Mayıs 2015 Pazartesi

Sivrialan İzlenimleri

Sivrialan İzlenimleri
22.05.2015 Cuma günü Dünya Ozanı Âşık Veysel Kültür ve Sanat Günleri çerçevesinde, Sivas Kültür Müdürlüğü himayesinde, İl Kültür Müdürümüz Kadir Pürlü Bey’le birlikte sabah başlayan etkinliğin ardından iki otobüs dolusu şair, yazar, ozan, âşık ve yurt dışından gelen müzisyen dostlarla Âşık Veysel’in Sivrialan Köyüne yola çıktık. Burada itiraf etmeliyim ki ömrünün yarıdan fazlasını Sivas’ta geçiren biri olarak bugüne kadar Âşık Veysel’i ziyaret etmemiş olmak benim için büyük bir eksiklikti. Kültür Müdürlüğümüzün sağladığı bu imkândan dolayı kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Âşık Veysel’i anma ve onu en doğru şekilde anlama etkinliklerinin dört güne yayılması, yapılan işin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesi.  Kültür İl müdürümüz başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 

Gelelim gezi izlenimlerime;

Şarkışla ilçemize 33 kilometre mesafede olan Sivrialan’a ulaşmak için 3-4 köyü ve Kızılırmak’ı geçtik. Köy yolu çok yeterli olmamakla birlikte birçok köy yoluna nazaran daha iyi durumda, asfalt bir yoldu. Sivrialan’ın rakımının yüksek olmasından kaynaklı rampa çıkış dikkatimizi çekti. Sivrialan’a girişte köy muhtarımız Mustafa Bey, Âşık Veysel’in oğlu ve kızı Zekine hanım başta olmak üzere kadınlı erkekli köy sakinleri bizleri karşıladı. Köy muhtarımızdan, köy hakkında ve muhtarlık döneminde yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldık. Daha sonrasında köye yakın mesafede olan köy mezarlığında Âşık Veysel’in mezarını ziyaret edip duamızı ettik. 25 Ekim 1894 doğumlu ve 21 Mart 1973 yılında hakka yürüyen büyük ozanımızın yaşadığı toprakları görmek bizim için çok anlamlı ve heyecanlıydı. O güzel yüreğinden geçenleri bırakırken bize “dostlar beni hatırlasın” temennisindeydi. Onu hep hatırlayacağız. Allah rahmetini esirgemesin o güzel insana.

Daha sonra Âşık Veysel’in restore edilen evini ve evden de geçişi sağlanan müzeyi gezdik. Yakın bir zamanda yapıldığı anlaşılan müze, gerek iç düzenlemesi gerekse binanın estetik görüntüsü köye ayrı bir güzellik katmış. Köyün çevresinde meşelik alanlar var. Aralarda kalan boşluklara da muhtarın gayretleriyle ağaç dikimleri yapılmış. Âşık Veysel’in mezarının belki de ilk haliydi gördüğümüz. Şatafattan uzak, sade bir mezar görüntüsü vardı. Mezarlık çevresinde çevre düzenlemesi ve yolunun genişletilmesi dışında çok fazla bir eksiklik yoktu.  Köyün içerisindeki yol ve kaldırımların kesme taşlarla döşenmiş olması dikkatimizi çekti. Keşke birçok köyün içi bu şekilde düzenlense dedirtti bize. Muhtarımız, Âşık Veysel’in annesinin tarlada Veysel’i doğurduğunu, doğduğu tarlayı, Âşık Veysel’in şiirlerinde geçen dağları ve mekânları bizlere gösterdi. Âşık Veysel müzesinde ve evinde ozanımızın kullandığı birtakım kişisel eşyalarını görme fırsatımız oldu. Güzel bir detay da; Âşık Veysel hakkında yazılan arşivlenmiş kitaplar, dergiler, gazete yazıları gibi birçok kıymetli eserin bulundurulmasıydı.

Kültür Müdürümüz Kadir Pürlü Bey ve köy muhtarımız Mustafa Bey’in samimi açılış konuşmalarıyla birlikte program başladı. ABD'den, Âşık Veysel Türkülerini okuyan  sanatçı Nyofu Tyson ve Azerbaycanlı piyanist ve bestekâr Kemale Aleskerli ve Sanatçı Lale Hüseyinova programda hazır bulundu. Sivas Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Bekir Alim ve dernek üye şairleri, Sivas Fasıl Heyeti ve Halkoyunları Derneği Başkanı Ahmet Ayık ve dernek üyesi aşıklar, Sivas Aşıklar Kültür Derneği Başkanı Aşık Kaptani ve dernek üyesi aşıklar, Aşık Ruhsati derneğinden ve isimlerini sayamayacağım bir çok müzisyen dost etkinliğe destek verdiler ve katılım gösterdiler. Âşık Veysel müzesi içerisinde bulunan salonda, katılımcı şair ve müzisyen dostlar tarafından Âşık Veysel türküleri, şiirleri okundu. Köy halkıyla iç içe oturulması samimi bir kaynaşmayı da beraberinde getirdi ve herkesin huzurlu ve mutlu olduğuna inandığım bir iki saat geçirildi o güzel insanın topraklarında.  Anılar anlatıldı, dilek ve temenniler dile geldi. Sivrialan’lı olup İstanbul’da ikamet eden Ozan Ali Sultan Bey, Âşık Veysel’le yaşadığı bir anıyı bizimle paylaştı. Herkes gibi benimde çok hoşuma gittiği için burada paylaşmak istiyorum.

Ozanımız yıllar önce bir kızı kaçırır ve Âşık Veysel’e gelip “ben bir kız kaçırdım dayı” der. Âşık Veysel de “getir bir kızı göreyim” diyerek istekte bulunur. Ozanımız gelir ve kaçırdığı kıza “dayım Veysel seni görmek ister” der. Kız da “dayın Veysel beni nasıl görecek ki” der.  Ozanımız kızı dayısı Veysel’in yanına götürür konuşurlar. Âşık Veysel kıza dönerek “bula bula bu kızılbaşımı buldun” diyerek nüktedan, yaren, hoş bir yaklaşımda bulunur gençlere. Yaşanmış olan bu hoş anının bizlerle paylaşılması, bizim için de güzel bir anı oldu. Köy muhtarımız ve ozanımızın kızı ve oğlu başta olmak üzere bütün köy sakinlerinin misafirperver yaklaşımları, pasta ve içecek ikramıyla ağzımızı tatlandırdılar. Eşim Şair Vildan Poyraz Coşkun ve oğlum Poyrazhan’la birlikte köy havasını kısa bir süre de olsa teneffüs etme fırsatını yakalamış olduk. Köy halkının misafirperverliklerinin ve güzel uğurlamalarının ardından dönüş için otobüsteki yerimizi aldık. Şarkışla’da küçük bir göle nazır lokantada hep beraber akşam yemeğini yedik. Akşam saatlerinde, baharın tabiat güzelliği ve beraberindeki yağmurun eşliğinde Sivas’a yol aldık.

Sivas'ımızda birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleşen bu güzel etkinlikte şairlerimiz, âşıklarımız, ozanlarımız, müzik ve kültür adamlarıyla bir arada olmaktan dolayı büyük mutluluk duydum. Herkese tekrar teşekkür ediyorum.

Aşık Veysel’in güzel bir şiiriyle yazımı sonlandırmak istiyorum. 
selam ve saygılarımı sunarım.

beni hor görme kardeşim 
sen altınsın ben tunç muyum 
aynı vardan var olmuşuz 
sen gümüşsün ben saç mıyım 

ne var ise sende bende 
aynı varlık her bedende 
yarın mezara girende 
sen toksun da ben aç mıyım 

kimi molla kimi derviş 
Allah bize neler vermiş 
kimi arı çiçek dermiş 
sen balsın da ben cec miyim 

topraktandır cümle beden 
nefsini öldür ölmeden 
böyle emretmiş yaradan 
sen kalemsin ben uç muyum 

tabiata Veysel aşık 
topraktan olduk kardaşık 
aynı yolcuyuz yoldaşık 
sen yolcusun ben bac mıyım 


İlkay Coşkun
27.05.2015
Sivas İrade Gazetesi / Yazı No: 48

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder