deniz görmemiş bozkırın çocuklarıyız biz
nereden bilelim balığın çeşidini, denizde kulacın nasıl atıldığını
kuzukulağı, kenger, çakır tikeni sarmışken çevremizi
nerden bilelim ayın yakamozunu, denizin yosun kokusunu
kevenlerin arasında kurumuşken ummanlarımız
nereden bilelim uzun saçlı deniz kızı masalını
bizim dağlarımızdan yayılır taze kekik ve nane kokuları
henüz kabuk bağlamamış yaralar taşırken bağrımızda
dingindir bakışlarımız, sevdalarımız bizim tekpare
göksemamız açık, düğün ve bayramlarda oynar çocuklarımız
esmerliğimiz yazın tarlalardan, kışın soğuklardan gelir
sinmiş acı boynumuza, boşuna değil ağlamaklığımız
ne eşkıyalığı biliriz nede sokaklardaki çığırtkanlığı
türkülerdedir hüzünlerimiz, isyanımız ağıtlarımızda
batıdadır deniz, batıdadır kızaran güneş, batıdadır bronz kızlar
doğudayız biz, sert esen rüzgarın soğuk kucağında
bizler, dalından hiç portakal yememiş nesillerin
deniz görmemiş bozkırın
ve ağlayan coğrafyanın çocuklarıyız
İlkay Coşkun
17.11.2014
Herfene Edebiyat Dergisi
Sayı 18, Bahar 2015
Şiir: Esmer Çocuk
Okuyan ve Video: Faruk Bilge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder