Külliye Mecmuası, Sayı 13 / Şubat-2018 - İlkay Coşkun
Teknoloji ve iletişimde gelişim mi değişim mi?
Teknolojinin ve iletişim argümanlarının gidiş
istikameti çok önemlidir. İnsanları robotlaştıran, bizleri dünyanın diğer
ucunda ki insanlarla buluşturup, ailemizden, kapı komşumuzdan uzaklaştıran
değişim elbette başlı başına yanlıştır, zararlıdır.
Nereye kadar teknoloji? Bu noktada sorulabilecek en
doğru soru elbette. Teknolojinin olumsuz yanlarını düşündüğümüzde, değişimin
yavaşlaması hatta bir noktada durması gerekmiyor mu sizce? Teknolojik
gelişmeler birçok güzellikleri ve kolaylıkları insanlığa sunsa da beraberinde
birçok sorunu taşıyor olması insan için bir nevi handikap. Teknolojik metayı
elinde tutup oyuncak gibi oynayan insanoğlu gelişmeden çok teknolojinin
bağımlısı olması ardından anti sosyal yapıya bürünmesi çağın en büyük sorunu
olarak karşımızda. Bu hal ister istemez yozlaşmayı da beraberinde
getirmektedir.
Bir nevi teknolojinin zararlı yönlerini savaş kabul
edip, savaşma mantığında zorlayıcı mücadelelere girilmesi gerekmektedir. Hayata
bakış açımızı değiştirebilmeyi önceleyebilmeliyiz. Ölüm olgusu üzerinden,
dünyanın öyle veya böyle geçiciliği üzerinden,
dinimizin kuralları ve öğretileri üzerinden geleneklerimizin,
tarihimizin, mazimizin bize sunduğu hasletleri üzerinden gardımızı almalıyız.
Teknolojinin birçok faydalarından yararlanan biri
olarak yeniliklere mukavemet yapmak, teknolojik yeniliklere topyekûn düşmanlık
beslemek değildir niyetim. Hani hep anlatılır Osmanlıya matbaanın çok geç
girdiği ve bu manada geride kalmanın payı olduğu söylene gelir hep. Şuan aklıma
gelen başka bir örnek; Hazarfen Ahmet Çelebi’nin uçuş serüveni ve gösterilen
mukavemeti bilmeyenimiz yoktur. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Teknolojiyi
daha çok gelişmeye yönlendirmek işimiz elbet ama dönüşüm ve değişmenin olumsuz
etkileriyle karşı karşıya kalacağımız gerçeğini de kabullenmemiz gerekiyor.
Çağın hastalığı olan globalleşme ile tek tip insan
modeline gidiş, sunulan her şeyi kabulleniş daha geniş anlamda modern köleliği
beraberinde getiriyor. Bunun içinde kullanılan en önemli araç teknoloji ve
iletişim maalesef. Madalyonun diğer yüzünde ise insanın mutluluğunu, sağlığını,
iyi yaşamasını sağlama yönünde teknolojiden sonuna kadar faydalanılması
gerekliliği var. İleri teknolojide üretilen, insan sağlığı alanında kullanılan
bir cihazı hangi akıl reddedebilir ki? Ağır işçilik sonrasındaki insan
ölümlerini ortadan kaldıran ileri teknolojik makinelerini kim reddede bilir ki?
Diğer taraftansa ileri teknolojide üretilen bir silaha kim iyi gözle bakabilir
ki? Burada daha çok amaç önemlidir. Biz mi teknolojiye hâkimiz yoksa teknoloji mi
bize hakim? Bu ayırımı iyi yapmamız gerekiyor velhasıl.
Dünya üzerindeki siyasi dengelerin teknolojik
gelişmelerin nasıl kullanıldığı ne şekilde kullanıldığı noktası daha çok
belirleyici unsur olarak gözüküyor. Ülke
olarak, Müslümanlar olarak teknolojik gelişmelerin alt yapılarını sağlam oluşturmalıyız.
Günümüzde teknolojik gelişmelerle iç içe yaşayan gençlerimizi de teknolojinin
olumsuz etkilerden nasıl korumalıyız/ı düşünmeliyiz her şeyden önce.
Kötüyü örnek göstermek hiç doğru değil ama bizlere
zarar veren yabancı güçlü bir bilgisayar korsanı (hacker) ekibi varsa bizimde
olması gereklidir diye düşünmek yanlış olmasa gerek. En azından saldırıları
engellemek adına. Teknolojik silahlara karşı duruş sergilenmeli ama düşmandan
daha iyi silahı yapma erkini taşımalıyız bu zamanda. Ne acıdır ki bu silahlar
hem caydırıcılık rolü üstlenmekte hem de dünya üzerindeki dengeleri
belirlemektedir artık.
Gelişim, geçmişiyle mevcut kültürüyle, gelenek ve
görenekleriyle, tarihiyle ilerlemeyi sağladığı noktada arzu edilen olgu olur. Uzun
sözün kısası günümüz teknolojik gelişmelerinden sonuna kadar faydalanmak,
zararlarından uzaklaşmak en akıllı iş olsa gerek.
Şair ve Yazar Gülten Akın’ın şiirinde; “Ah kimsenin vakti yok/ durup ince şeyleri
anlamaya” mısrasında dediği gibi biz insanoğlu her adımımızda ‘akıl etme’ hasletimizi yitirmediğimiz
müddetçe var olacağız.
İlkay Coşkun
Külliye Edebiyat Dergisi
Sayı 13, Şubat 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder