5 Ağustos 2025 Salı

Yüzümün Atlas Rüzgârı

“Yüzümün Atlas Rüzgârı”nda ki Ağır Yük

‎”Yüzümün Atlas Rüzgârı” Şair Ahmet Tepe’nin Ocak 2025'te Fabrik Kitap etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu üçüncü şiir kitabıdır. Yirmi şiirin yer aldığı kitap altmışaltı sayfa hacmindedir. Kitap isminin, “Bir Akşam Şehri Basan Barbarlar” şiirinde geçen “Yüzümün atlas rüzgârındandı alınganlığım” imgesine mülhem verilmiş olabileceğini anlıyoruz. (s. 38)

‎‎Şairin diğer iki şiir kitabını da okumuş olmam hasebiyle, şairin şiirleri hakkında bir ön fikrim oluşmuştu. Bu şiir kitabında da biçem ve nitelik olarak, diğerleriyle beraber benzer güzergâhta yol almakta olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şairin şiir felsefesinin, çağımızda yaşanan zorluklara karşı duyarlı olma bilinciyle işlenmektedir. Düşünce ve eylem anlamında bir mücadele bilinci böylelikle taşınmaktadır. Şairin, Müslüman coğrafyaların sıkıntılarıyla hemhal oluşu ve hassasiyeti dikkat celp etmektedir. Başka bir jargon olarak da toplumcu-gerçekçi anlayışının bir başka sürümü olarak da nitelendirebiliriz. Bu toplumcu, duyarlı anlayış, suya sabuna dokunan sahici bir hassasiyet taşımaktadır.

‎Şiirlerin daha çok kavramlar ve kimi isimlendirmeler üzerinden yol almakta olduğunu söylesek yeridir. Bu anlatımların ehramının tepesinde “akşam, gece, ölüm, yalnızlık, kalp” gibi kimi kelimelerle çokça karşılaşmaktayız. Bunlara ek olarak şehir ve eylül olgusu gibi yan içeriklerde yer almaktadır. Bu ifadeler üzerinden bir bellekte oluşturulmaktadır elbette. Bu kavramların daha çok zaman olgusu üzerinden şekillendiğini görmekteyiz. Başka bir ifadeyle akşam ve gece vurguları daha çok zamansal bir hüviyette yol almaktadır. “O ıslak akşam, mümin akşam, akşamın sonsuz rengi, akşamın çok uzak yeri, yine bir akşam, yasımızın ilk gecesi, yetim bir akşam, akşam güneşi, akşam rüzgârı, yanımda akşamlar, sessiz geceler, uzak gece, yüzümdeki gece, geceyi beklemek, gecesi yangın, her gece” gibi birçoğunu sıralayabiliriz. “Günün en güzel vaktidir akşam” (s. 49), “Karanlık dünya, suskun gece ve bu yürek” (s. 58) Şiir bölümleriyle hem zamansal vurgu pekiştirilmekte hem de anlatım bu ifadeler üzerinden betimlenmektedir.

‎Şairin şiir dilini ve anlatım üslubunu kavramamız açısından seçtiğim bazı şiir bölümlerini buraya taşımak istiyorum izninizle. “Veda turnaları doldururdu göğün bütün entarilerini/ Gözlerim uzaklarda kalırdı sen gittiğinde” (s. 13), “Ey zülfünü boynuma dolayan korku, bırak geçeyim/ Bir küheylan bırakayım sabahın tenha evine/ Yanan yerlerimi şafağın tülbendiyle örteyim/ Güller düşüreyim aşkın kanayan kanaviçesine” (s. 14), “Ben dünyanın Allah'a bakan yüzünü seviyorum” (s. 19)

‎Şiirlerde yer yer rindane bir üslup kendisini hissettiriyor. Yani bazı şiir bölümleri niyaz halini taşımaktadır. “Büyük bir ağrıyla karşındayım Allah’ım” (s. 21) Şairin, kitabımın son bölümünü Filistin mücadelesine ayırmış olduğunu görmekteyiz. Bunu da en belirgin Filistinli çocuk “Rim” için yazılan “Suç Mahallinde Özçekim” şiirinde okuyoruz. Başkaca, “Uzaklar ki Umudun Rengi” şiirinde; “Öfkenin ve acının yüzüdür/ Daha fazla utanç daha fazla kefen daha fazla Filistin/ Koş yalnızlığıma daha hızlı” (s. 41) Bütün bu anlatımlarda derin yaralanmışlığı ve dipte çırpınmayı hissediyor okur. Bu ölümlerle beraber bir hırpalanma ve dertlenme benzeri bir hüzün hali de taşınmaktadır. Şiirlerin devamında da “Sesli Dua” şiiriyle eser nihayetlenmektedir.

‎Şiirlerin genelinde “Biz” birinci çoğul şahıs üzerinden anlatım şekillenmektedir. Şiirlerde, İstanbul, İsfahan gibi yer isimlerinin yanında, Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve İshak, İsa, Davud, Musa, İbrahim Peygamberlere göndermeler de bulunulmaktadır. “Kağşamış, taflan, içrek, ağmak, selfie” gibi birbirinden farklı kelimelerle de karşılaşmaktayız.

‎Öz olarak, şiirler duyarlı ve sezgisel bir bütünlük içerisindedir. Derinlikli ve modern bir söyleyiş üslubunda şiirler kendisini okutuyor. Müslümanlara yönelik toplumsal bir iletinin yanında beklentileri taşıyan bir manifesto hüviyeti taşımaktadır. Daha yalın bir ifadeyle Müslüman halklarının yanında duruş ve yaşanılan zulümlere karşı duruşları da ihtiva etmektedir. Sofistike nüveler barındıran hikemî bir tavır da şiir öznelliği ve şair özgücülüğünü taşıyor. Kapalı bir anlatımda daha çok sezindiren, kendinden menkul güzel şiirler okudum efendim. Tavsiyemdir, iyi okumalar.

‎Ahmet Tepe

‎1973 yılında Adıyaman, Samsat'ta doğdu. 1998'de Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Aynı yıl Gaziantep/İslahiye'de göreve başladı. Şiirleri; Temmuz, Yedi İklim, Hece, Yitiksöz ve Ay Vakti dergilerinde yayımlandı. Evli ve dört çocuk babasıdır.

‎Eserleri:

‎Yüzümün Atlas Rüzgârı
‎Ağrı'nın Ulağı (Temmuz Yayınları)
‎Böyle Uzakta (Hece Yayınları)


‎İlkay Coşkun
Kültür Ajanda Dergisi
Sayı 141, Ağustos 2025




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder