25 Nisan 2014 Cuma

Aşka Çırak Ölüme Usta - İhsan Tevfik

Aşka Çırak Ölüme Usta – Hakkında
‘Aşka Çırak Ölüme Usta’  1  İhsan Tevfik’in ikinci şiir kitabı. 2011 yılı Sevda Ergin Şiir İstanbul birincilik ödülü alan kitap, Nisan 2013’te ikinci baskısı Artshop yayınlarından çıktı. Sekiz bölüm halinde sunulan kitap, toplamda kırk şiirle yetmiş iki sayfadan oluşturulmuş.  
 Behçet Necatigil, Zaralı Halil, Muzaffer Sarısözen, Hizmeti, Hüseyin Peker, Cemal Kırca, Onat Kutlar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba, Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüznü Dağlarca, Nesimi, Fuzuli, Mahzuni Şerif, Ahmet Erhan, Hayreti, Necati Cumalı, Salah Birsel gibi birçok isimden alıntılarla, göndermeler yapılmış. Bu kadar çok ismi bir kitapta görmek hoştu.
 
“Tuttu elimden tuttu söz/ tam yedi çerağ yaktı/ gittim şiirle yudum yüzümü” 2 diyerek yazınsal sofrasına buyur ediyor bizi “Önsöz Yerine” adlı şiirinde şair.

“Bu dağlar eze dağlar/ Yar gele geze dağlar” diyen Zaralı Halil’e nazire olarak, “sorarlar kimden aldın/ a gülüm sen bu yarayı/ hangi gecenin hangi ifritin/ kalbine kalbini saldın” 3 mısralarıyla göndermeler yapılmıştır.

Dağ, gül, gök, rüzgâr, ırmak, toprak, bağ, kuş, çiçek, çoban gibi kelimeler şiirlerin başat kelimeleri olarak sayabiliriz.

“Derin Neş’e, “Geceyle Gelen” şiirlerini okurken Yahya Kemal’i okur gibi oldum.

Şeyla, sağaltma, ılgın, yağır, halce, setre, karaşın, gidüben, şamdan, ağmak, ıssıcak, sarmaşkya, cılga, sahtiyan, temenna, katya, kuzguni, begonvil, kalantor, çello gibi kelimeler hayat bulmuş mısralarda.

Mısralarda yer yer arkaik öğelere yer verilmesi, bizim toprakların seslerini yükseltmesi açısında ayrı bir güzellik saçıyor, rayiha yayıyor. İmlenen yaşanmışlıklar, imbikten süzülüp yolunu buluyor, yüzyılların sözlü edebiyatını yazıyla buluşturuyor adeta.

Berceste gördüğüm mısraları yazacak olursam;

1.‘Artık dışarı değil/ içime doğru uç verir o çıban -3

2. Mihrim söndü canım aldı/ veran oldu özge dağlar/
geçti tenden kuşcanıyla/ aklım fikrim derde saldı  -4

3. Şifalı bir annedir ağaçlar  -5

4. bedreddünem dedim, işte zatıma/ bir başka halde baktım -6

5. aklını fırtınalarla çizmiş/ sol göğüs kafesinde kızıl bir nişan/

durup durup gösterirmiş kalbini/ uzun havalarda yüksek bir eyvan -7

6. Irmaklar denize kavuşur/ tükendiği yerde -8

7. su ateşe/ toprak suya/ dağ toprağa bakar/ oralarda sizin oralarda -9

8. bilirim nerdedir dirim/ bilirim nerde acıkır toprak -10

9. Gecenin yüzü örtsün güneşi/ ay, hayale yer var diyormuş/ hala ölügüneşlerde -11

10. daha vakit var/ insanları sevmeye/ kuşu-çiçeği börtü böceği -12

Gelenekten beslenen mısralar modern yaklaşımlarla sunuluyor okurlara, ‘aşka çırak ölüme usta’ da.
İhsan Tevfik’in, birçok şairle bizi şiir yolculuğuna çıkardığı için teşekkür ederim.

İlkay Coşkun
22.01.2014

Aşkın E Hali Dergisi - Sayı 34 
Nisan Mayıs Haziran 2014 
 

1  TEVFİK İhsan, Aşka Çırak Ölüme Usta,  Artshop Yayınları, Nisan 2013, İstanbul
2  önsöz yerine, s. 5
3  geceyle gelen, s. 11
4  mihrican mı değdi, s. 14
5  ağaçlar ve denizler, s. 19
6  ağıraksak, s. 33
7  uyan sunam s. 24
8  aşkla gelen, s. 25
9  doğmamış, s. 28
10 karıncanın bildiği, s. 42 
11 ölügüneş, s. 54
12 daha vakit yok, s. 55 

20 Nisan 2014 Pazar

İlkay Coşkun’a Dair Mülahazalar - Serap ÇETİN - Bengütaş Kültür Edebiyat Gazetesi

Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Bengütaş Kültür Edebiyat Gazetesi / Sayı 3 - 15 Nisan 2014

İlkay COŞKUN’a Dair Mülahazalar
                                                          Serap ÇETİN

1971 yılının Şubat ayında dünyaya gelen İlkay Coşkun, Sivas’ta bir kamu kuruluşunda mühendis olarak görev yapmaktadır. Şiir yazma serüvenine lise yıllarında başlar. İlk aşamada konu olarak aşk temi üzerinde yoğunlaşan şair, öğreniminin tamamlanması ile birlikte özgün konularda fiilen yazmaya devam eder. Şiir onun deyimi ile zekâ ürünü olmakla birlikte farklı düşüncelerin bir arada olduğu türdür.
            Görsel şiirleriyle dikkatleri üzerinde toplayan şair son olarak çıkardığı “Bilonsa” ile şiirlerinde kullandığı üslubunu okuyucuya daha belirgin bir biçimde hissettirir. Bilonsa şiir kitabının öncesinde 2008 yılında kaleme aldığı Yüreğimden Nağmeler, ardından da 2011 yılında Düş Yolcusu adlı şiir kitapları vardır.
      Şairin dikkate değer özelliklerinden biri de şiirlerinin keskin bir çizgide meydana gelmemiş olmasıdır. Öyle ki; okuyucu üzerinde geleneksel söylem içinde alışılmadık bağdaştırmalarla farklı yorumlara yelken açar.
            Ona göre şairin iyisi:
Çocuk haytalığı üzerinde
dik duruş erinci olan
biraz âşık, biraz kostak biraz delidir.
            İlkay Coşkun’un çalışmaları günlük hayatta çok da fazla kullanılmayan kenarda, köşede kalmış kelimelerin renklendirilmesi ile meydana gelen şiirlerdir. Örneğin; Kuş-ağını, Kuş-angel, Teknoroman/tik, Göğrafya, Bilonsa, Karmate, Giz Sancısı, Sen/Sizliklerim, Yarına Epilog, Ayar/Sızım..şiir başlıklarından sadece birkaçıdır.
            Aforizmalardan Kesitler:
şiir,
kimliksiz düşlerime vurulan gölgelerdi…
...Gereksizse şiir;
Önemsizse şair;
Dillere pelesenk isimler,
Akıllarda kalan insanlar,
Neden hep şair?
Sır çözüldü;
Mana değer buldu,
Hayat sorgulandı,
Hamdı
Yandı
Pişti
Şiir, şairle buluştu.
…… 
            İlkay Coşkun’un şiirleri zaman içinde birçok kitapta, dergide, gazetede, yer aldı. 2010 yılında Vahittin Bozgeyik Jüri Özel Ödülü’ne; 2010 yılında ise Mihri Hatun Mansiyon ödülüne lâyık görüldü. Son olarak yayımlanmaya hazır çalışmaları içerisinde Söz Meclisi (Aforizmalar) kitabı vardır.
 

18 Nisan 2014 Cuma

Kangal Meslek Yüksek Okulu Şiir Dinletisi - 14.04.2014

Kangal Meslek Yüksek Okulu Şiir Dinletisi - 14.04.2014

14.04.2014 Pazartesi günü saat 14’de Kangal Aşık Ruhsati Kültür Merkezinde Şiir dinletisi yapıldı. Şairler; Yusuf Bal, İlkay Coşkun, Orhan Karahan, Bilal Karaman ve Nevin Kılıç şiirlerini okudular.
Okul Müdürü Prof Dr Öznur Gölbaşı açılış konuşmasını yaptı. Sayın Gölbaşı sürpriz yaparak Cahit Sıtkı Tarancı’dan şiir seslendirdi. Kangal MYO Öğretim Üyesi Hasan Coşkun günün anlam ve önemini üzerine bir konuşma yaptı ve bir şiirini seslendirdi.  Üçer adet şiir seslendiren sevgili şairler bir buçuk saat adeta kulakların pasını sildiler. Coşkulu şiirleriyle Şair Bilal Karaman’ı, duygulu şiirleriyle Nevin Kılıç’ı, Sivas’a, şehre özlem şiirleriyle Orhan Karahan’ı, toplumsal içerikli görsel şiirleriyle Yusuf Bal’ı ve İlkay Coşkun’u dinledik.
Okul öğretim görevlilerinin, öğrencilerinin ve misafirlerinin katılımıyla güzel bir şiir dinleti programı gerçekleştirildi.
Programın sunuculuğunu, Halkla İlişkiler Bölümü 2.Sınıf öğrencisi Meltem Türk yaptı.
Teşekkür belgesi takdimi ve fotoğraf çekimi ile program sonlandırıldı.
Ayrıca, program sonunda katılımcı şairler şiir kitaplarını imzaladılar. 




13 Nisan 2014 Pazar

AyYuka Çıktı Ölüm

AyYuka Çıktı Ölüm
özünü kaybeden insanın insafsızlığında
tarihin kanlı oyunundan biri daha oynandı
isyanla yoğrulan öfke can evimizde, artık yeter
nefretle sürer kaç asırdır, vahşiliğin tekrarlanması
mavi marmara’da dağlandı titreyen yüreklerimiz
feriştahı da gelse ağlatamaz gözlerimizi silahıyla
aynı hava, aynı su, aynı fizyoloji bizimkisi
aynı içmiyoruz maalesef silahlardan aynı acıyı
cılız atlarısınız savaş meydanı yenilgilerinde sizler
siz öfke denizi, dalgaların menzili dövdüğü yamaçlarda
gece karanlığında gözyaşları döken sancılı anne feryatlarında
pazar yeri bombardımanları gibi yüreğimizi yakan karanlığınız
masa başı oyunlarında öpücüğün anlamı ne?
hüzün gölü ırmak, ölümün sessizliği üzerinde
geceyi zincirleyen çığlık ancak o kadar kan kusar
kavgalara şahit Orta Doğu, zindan yeri çocuklarla dahi
gökyüzü siyah deniz, soğuk yüz gülümsemelerinde artık
bedenimizde hicran yaşları dingin, içimizde gönül erinci
kuytularınızda çamur besleyen sizi siyonist efendiler
silahların gölgesinde tartaklanır ömür gerçeğimiz
aynı insanız, beden yürek ve vicdan terazisinde
yüzümüzün işkencesi, okşayan tırnaklarınızda
ne çok acı duyduk sıkılmış yumruklarınızda
kiri taşıyan sırtlarınız cinneti de taşımakta
nefretle indiğiniz gecede ibreti alem ölüm
ateş edebildiniz kan bürümüş gözlerinizle
domuz sürüleri gibi şehitlerimizin tepesinde
ucucuna tutunacak acıda bir nefeslik gerçeğiz
ah! şafağımızı kişneyerek uyandıran demir kuş
hüznün imamesine sizden bir çentik daha düşeriz
hadi gidin şimdi utançlarınızla, gömün cinnetlerinizi

İlkay coşkun
25.08.2012