27 Eylül 2019 Cuma

Şair Yazar Ahmet Doğru’nun ‘Dünya Döngüsü’ Kitabı Hakkında

Şair Yazar Ahmet Doğru’nun ‘Dünya Döngüsü’ Şiir Kitabı Hakkında

‘Dünya Döngüsü’ Şair Yazar Ahmet Doğru’nun ‘Ay Adası’ kitabından sonraki ikinci şiir kitabı. Güneysu Yayınları aracılığıyla okurla buluşmuş. ‘Ak Döngü’ – ‘Alaşın Döngü’ – ‘Sarışın Döngü’ - ‘Karaşın Döngü’ - ‘Kara Döngü’ bölümlerinden oluşan kitap otuzbeş şiiri ihtiva etmekte. Beş bölüm döngüsü, şiir kitabına isim olan ‘Dünya Döngüsü’ üst başlığında bir araya getirilmiş.

Gerek döngülerin ihtivası gerekse de döngü geçişleri kitapta anlamlı bir bütünlük sağlamış. ‘Ak Döngü’ ile umudu, başlangıcı, gülü, tazeliği imlemiş şair. ‘Dünya Döngüsü’nde sesli anlatımın yanınla dinginliği de taşıyor şair. Geniş bir yelpazede imgelerle ve kelimelerle raks eder gibi dilin güzelliklerini özgürce kullanıyor. İmajlara, söz sanatlarına, çok anlamlılığa, şaşırtmacalara bolca yer veriyor. ‘Söz eğiren dudaklarım küsüyor bana’ mısrasında olduğu gibi. Başka bir şiirinde ‘Yalanın kandırma kuvveti’ dediği gibi.

Şairin karşı duruşları, zıtlıkları hep vardır, hep olagelmiştir, olmalıdır da. Bir şiirinde horozların ötmediğini, melodik nağmelerle insanları ve diğer canlıları uyandırmasından daha çok esneme halini yaşadıklarını, bu sesin esneme hareketi olduğunu iddia ediyor. Birçok şeyin para üzerinde döndüğü dünyamızda gören gözler için, duyan kulaklar için, hissedenler için ne çok hikmetlerin, mucizelerinin olduğunu hatırlatıyor. Hayatın tozpembeliğinden ziyade daha çok acıtan, acıyan yanlarına dikkat çekiyor. Mekânsal, zamansal ve döngüsel devinimlerle iz sürüyor. ‘Bak gece ben büyümüyorum/ içimdeki acı büyüyor’ mısrasında olduğu gibi.

Renkler, coğrafya, deprem, ölüm, aşk, dünya telaşı, hayat gibi birçok olguyu işliyor şiirlerinde. Birçok izm’lere (sosyalizm gibi), ist’lere (kapitalist gibi) göndermeler yapıp eleştirilerini dokunduruyor. Ölüm gerçeği de şiirlerinde yer alıyor. ‘Kapının eşiğine uzanır ölüm’ mısrasında olduğu gibi.

Başka bir bölümde dünyanın sarı yanına dikkati çekiyor. Acıyan, acıtılan yanlara ses oluyor. ‘Boyanmış sarı’ ‘sarı libaslar’ ‘alıç sarısı’ ‘sararmış başaklar’ ‘sapsarı evler’ ‘sarılık’ ‘sarı bakış’ ‘sarı tutan nabız’ ‘yazın yanında sarı olmak’ ‘sararan söz’ gibi hayatın içerisinde olan gerçekliklere göndermeler yapıp bir nevi tahlillerde bulunuyor. İtirazlarını sıralıyor. Sarı imgesiyle hayatın içerisinde yer alan hüzünlere, yaralara, acılara ses oluyor. Kitap kapağındaki resim ve renk seçimi de bu bağlamda içerik yönüyle uyum sağlamış. Başka bir taraftan sarı; bir renktir, sarı güneştir, sarı sıcaktır, sarı kızaran tarlalardır, sarı bozkırdır, sarı hayatın, yaşamın gerçeklerini betimlemesidir.

Bütün varından sıyrılıp bir kuş gibi özgür olmanın tılsımlarını ‘yakarış’ şiirinde şöyle serimliyor. ‘Ey beni yaratanım dışımdaki beni öldür’/… ‘Ey beni yaratanım gözümdeki beni öldür’ mısralarında olduğu gibi.

İmgeleri yormadan naif bir titizlikle ve özenle işler mısralarını şair. Sade bir anlatımla derinlikli düşündürüyor. ‘Sanır en güzel ağlayan kendi/ kanar birkaç bin damla’ mısrasında olduğu gibi.

Altını çizdiğim imajları, cümle ve kelime gruplarını paylaşacak olursam. ‘ Sesler dolandı sese’ ‘ölüm uyuyor gözlerimde’ ‘korkunçlaşır beton blok’ ‘ürkünçleşir serseri binalar’ ‘bütün gam u gussa’ ‘öter tüfenkleriyle gece’ ‘partutuş’ ‘bakış umma alıcı gözden’ ‘yekiniş’ ‘göl ‘g’si düşmek’ ‘çağın en şişman çocuğu kapitalist’ ‘’Frigya kaçkını gece’ ‘uzak asfaltlar annesi’ ‘su çekimi’ ‘gülüşleri kanatmak’ ‘omuzlarda ağır yaşam sancısı’ ‘havuzun, suyu evcilleştirmesi’ ‘gönlün gönenmesi’ ‘söz uçurumu’  gibi örnekleri sıralayabilirim.

Şair Yazar Ahmet Doğru Bey’in en çok sevdiğim ‘Alaşın’ şiirinin son bölümü ile yazımı noktalamak istiyorum. Kalemdaşım Ahmet Bey’e özellikle yazarlık şairlik hayatında başarılar diliyorum. İyi okumalar.

…‘Ant içerim, Türk’üm, Ahmet Doğru’yum/ hem iyilik duacısı/ hem güzel düş avcısı/ farzı misal hayal kurarım bazı anlar/ ne bulursam katarım içine/ köşkler saraylar altınlar zümrütler falan filan/ yani ayak altı ederim Kafdağı’nı/ sonradan aklıma gelir ya, hoş/ takke hariç hiçbir şeyi takmam kafaya/ bu yüzden çabuk unuturum her şeyi/ seni unuturum onu unuturum/ tuttuğum dileği unuturum/ bunu saymazsak tabi!

    İlkay Coşkun   

 Güneysu Dergisi
Sayı 125, Kış 2020


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder