‘Muska’ Şair Yazar Halit Yıldırım Bey’in şiir, deneme ve öykü
kitaplarından sonra ilk romanı. ‘Muska’
Ağustos 2019 ayında ilk baskısıyla okurla buluştu. İki yüz sayfaya yakın
hacimdeki roman, ismi ve kapak görseliyle müsemma. Günümüzde yaşanabilecek veya
yaşanmış ‘muska’ konusu üzerinde
şekillendiği, kâhin, büyücü, falcı, medyum ve cin temalarını içermektedir. Kurmaca
bir anlatımdan daha çok hayatın gerçekliklerini yansıtıyor ve bunu okura
aksettiriyor. Yer yer başvurulan mizahi unsurlar merak duygusunu ve anlatımı
kuvvetlendirmiş. Bir günlük zaman
diliminde merak duygumu besleyerek, keyif alarak okudum romanı.
Kendi hikâyelerinin kahramanı olan insan
tiplerinin doğru ve yanlış yönlerini karakterlerle okura serimliyor. Küçük hayatların, para peşinde ve toplumda
yer etme gayretlerinin örneklemeleri sergileniyor. Dini doğru kaynaklardan ve
işinin ehli gerçek din adamlarından öğrenilmesi gerektiğinin önemi vurgulanıyor.
Eserde, hurafelere inanmayan bir insanı dahi nasıl etkilediğini ve çevre
baskısının gücü test ediliyor adeta. Ataerkil bir tahakküm ve bağımlılık
ilişkilerine göndermeler yapıyor. Denize düşen yılana sarılır misali yanlışa
tevessülün haritası çıkarılıyor adeta.
Şehirleşme
ile beraber köy hayatının şehre uyarlanmasının altyapılarını görüyoruz. Zihinsel
olarak baskın yapıdaki hayatların sıkıntılı yanlarını, insan, eğitimli olsa da
yaratılışından gelen acizliklerine, yanlış inanışlarına ve çevre baskısına
göndermeler yapılıyor. Sosyal çevrenin bir üyesi olan, hayatın içinde rolleri
ve dahi maskeleri olan insanın acıyan, üzülen, sevinen yanlarına göndermeler
yapılıyor. Arkaik anlatımdan ziyade günümüzün yaşayan karakterleri ve kültürel
altyapısı üzerinden konu işleniyor. Yanlış
insan ve yanlış meslek örneklemelerin yanında insanımızın samimiyeti,
hazırcevaplığı, kıvrak zekâsı gibi hinterlandına yönelik özellikler ve
tahliller yer alıyor.
Konu
ve üslup olarak bir Anadolu, bozkır romanı adlandırması yapsam çokta yanlış
olmaz. Anlatımdaki karakter seçimleri, roman konusu ve roman kahramanlarına
verilen roller böyle bir intiba uyandırdı bende. Hayatı gelişine göre
yaşayanların yanında hayata muarız olan insan tiplemelerini görmek mümkün. Dini
hassasiyetin yanında paradoks düşünceler de karşı karşıya getirilmiş. Sezgi ve
tecrübe arasında ki birliktelikler ve farklılaşmalar anlatımda kendine yer bulmuş.
Aralara serpiştirilen yer yer roman yazarının müdahaleleri daha doğrusu romanın
içerisinde bir nevi rol devşirmesi espritüellik ve mizahi yön, dikkat ve merak
duygularını kuvvetlendirmiş. Hatta roman
kahramanlarıyla zaman zaman münakaşaya dahi girmesi hoş olmuş.
Hafifçe bir tokat aşk etti.- Arpacı
kumrusu gibi düşünüyordu.- Köpoğlusu babasına çekmiş.- Pisişik anne.- Haspam.- Kalık
bacı. Pik yaptıran sual. Pardon klavyem sürçtü gibi birçok söz kalıbı ve kelime altını çizdiğim
ifadelerden bazıları. Verkaç pası. -Mikrofonu
kapmak. -İtiraz ediyorum hâkim bey. -Demo. -Krek gibi birçok cümle, futbol dili, televizyoncu dili, hukuk dili,
bilgisayar ve teknoloji dili günümüzün romanı olduğunun kanıtı gibi adeta.
Romanın
anlatımının kimin, hangi karakterin gözüyle yapıldığı tam olarak net değil.
Daha çok dışarıdan bir anlatım hakim gibi bir his uyandırıyor okura. Ara sıra da
olsa roman karakterleri anlatımı üstleniyor. Romandaki betimlemeler, tasvirler
uzun uzadıya anlatımlar şeklinde yer bulmamış. Makul, kısa anlatımlar şeklinde
yer almış. Yığma, doldurma diyebileceğim kelime ve cümle guruplarını hiç
göremedim. Roman içerisinde pek iyime gitmedi diyebileceğim bir bölüm yok. Sade,
direk bir anlatım ve akıcı bir üslup tercih edilmiş. Romandan alınması gereken
dersler okurla paylaşılmış.
Ayakları
yere basan ve aklın kılavuzluğunda yol alan roman doğru olan istikamette nihayet
buluyor. ‘Muska’nın okuru bol olması temennisiyle Şair Yazar Romancı Halit Yıldırım
Bey’e başarılar diliyorum. İyi okumalar.
İlkay Coşkun
Künye Edebiyat, Sayı 3
Temmuz-Ağustos-Eylül 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder