Kültür Çağlayanı
Edebiyat ve Halkbilimi Dergisi
Sanatın, edebiyatın çevresinde kozalanmış, bir araya gelmiş
güzel insanları bulmak ve sayfalarında misafir etmek dergiciliğin en güzel
taraflarından biri olsa gerek. Okuyan, yazan ve düşünen insanın en önemli
dostlarından biridir dergiler. Yeni şair ve yazarlar filizlendirir. ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’
diyen Uğur Mumcu sözündeki mayadır dergiler. Sanat ve kültür adamlarının farklı
bir şekilde bilinçlenmesine vesile olan mekânlardır dergiler. Edebi ürünleri,
dilin, sanatın süzgecinden geçirip, unutmayı engeller dergiler. Faruk Nafiz
Çamlıbel’in dediği gibi ‘Yalnız senin
gezdiğin bahçede açmaz çiçek/ Bizim diyarımız da binbir baharı saklar’
dediği gibi hepsi birer bahçedir dergiler. ‘Biz
bağıracağız, birileri hiç duymayacak/ Hep aynı hikâyeleri duyanlara selam
olsun’ diyen İsmet Özel sözündeki gibi çabadır, emektir dergiler. Dostluğa,
kardeşliğe, birliğe bütünlüğe araçtır dergiler.
Kültür Çağlayanı, Kasım Aralık 2019’da 59. sayıya ulaşan, on
yaşına girmiş olan bir dergi. Hayrettin İvgin Bey’in öncülüğünde çıkan dergi,
halkbilimi, halk edebiyatı ürünlerine yer vermesi ile bu alanda önemli bir
boşluğu doldurmaktadır. Dergide, Hayrettin İvgin, Nail Tan, Saim Sakaoğlu,
Abdullah Satoğlu, Osman Baş, Tuncer Gülensoy, Abdullah Demirci, Songül Dündar,
Doğan Kaya gibi birçok ismi yazılarıyla, şiirleriyle son sayılarda daha çok
görmek mümkün. Kültür Çağlayanı dergisi hakemli bir dergi olmamasına rağmen birçok
akademisyen yazara kapılarını açmakta ve ürünlerine yer vermekte. Bu arada iki sene önce aramızdan ayrılan
dergi de büyük emekleri olan Şair Erhan İvgin’e Allah’dan rahmet diliyorum.
Ankara merkezli dergi olmasına rağmen güzel ülkemizin
dört bir tarafından yazılarla ve şiirlerle buluşmaktayız. Başka bir taraftan dergide
emekleri olan başta Hayrettin İvgin hocam olmak üzere Türkî devletlerle
kurdukları sıcak ilişkiler, ortak sempozyumlar, akademik kültürel çalışmalar
Kültür Çağlayanı dergisine taşınarak güzel, aynı zamanda edebiyat alanında
farklı bir birliktelik oluşturulduğunu görmekteyiz. Azerbaycan, Kırgızistan,
Türkmenistan başta olmak üzere Türkî cumhuriyetlerindeki edebi, kültürel,
sanatsal çalışmalara yer verilmesi aramızdaki bağı kuvvetlendirmektedir. Bu
bağlamda da Kültür Çağlayanı dergisi önemli bir görev üslendiği görülüyor.
Derginin bünyesinde hep batıya öykünen aydınlarımızdan
daha çok, cevheri öz kültürümüzde arayan kalemler çoğunlukta. Belki de batıdan çok doğuya yönü dönük bir
dergi hüviyetini taşıyor. Bunu yaparken özellikle edebiyatta olması gereken
sağ-sol ayırımı yapmadan her kesimden, her düşünceden yazılara ve şiirlere
kapılar açılmış. Halkımızı ulus, millet yapan tarihimize, kültürümüze yönelik
ürünlere kapılarını sonuna kadar açmakta. Ayrıca benlik duygusundan uzak mütevazı
bir şekilde yayın hayatını sürdürmektedir. Dergi kapaklarında ressamların,
fotoğraf sanatçılarının sanatsal ürünlerine yer verilmesi dergiye ayrı bir
güzellik katmakta.
Yıllardır takip ettiğim Kültür Çağlayanı dergisiyle il halk
kütüphaneleri süreli yayınlar bölümünde karşılaşmak, dergi içeriğini en az
yüzde doksanını keyif alarak okumak ayrı bir güzellik benim için. ‘Zekânın tavırlarını efendileştirmek için
okumak zorundayız’ diyen Cemil Meriç sözündeki gibi okumak için dergiler
var. Şairler, yazarlar için dergiler var. İyi ki Kültür Çağlayanı var.
İlkay Coşkun
Kültür Çağlayanı Dergisi
Sayı 61, Mart Nisan 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder