25 Mart 2025 Salı
22 Mart 2025 Cumartesi
21 Mart 2025 Cuma
İlkay Coşkun Kitaplığı
İlkay Coşkun Kitaplığı (Kütüphaneler)
210 Üniversite kütüphanesinin tamamında ve seksen bir il halk kütüphanesi ile birçok büyük ilçe ve şehir kütüphanesi başta olmak üzere toplamda beş yüzün üzerindeki kütüphanede, kitaplarımın tamamına yakını okurlarıyla buluştu. İyi okumalar dilerim. Mart 2025
https://toplukatalog.tr - İlkay Coşkun
koha.ekutuphane.gov.tr - İlkay Coşkun
Havamız Olsun" - Buzzağımedia
19 Mart 2025 Çarşamba
Edebiyat ve Meteorolojiyi Birleştiren Kitap: Havamız Olsun
Mart 2025
https://haberedebiyat.com/edebiyat-ve-meteorolojiyi-birlestiren-kitap-havamiz-olsun
Not: Mustafa Celep hocamın, bu güzel kitap değerlendirme yazısı için çok teşekkür ederim.
Kitabı sipariş edip okumak için tıklayınız:
https://www.kitapyurdu.com/kitap/havamiz-olsun-/713707.html
#ilkaycoskun #havamızolsun #hava #deneme #kitap #kitapönerisi #okur #kdy #buzzağı #meteoroloji #kütüphane
18 Mart 2025 Salı
Havamız Olsun - Mustafa Celep
5 Mart 2025 Çarşamba
Turnalar
"TURNALAR" ŞİİRLERİNDEKİ YAŞANMIŞLIKLAR
İnternetin Silindiği Gün
4 Mart 2025 Salı
Eşikte Üç Kadın
2 Mart 2025 Pazar
Okunacak Kitap "Hava"
Okunacak Kitap "Hava"
27 Şubat 2025 Perşembe
Gönül Sızısı
20 Şubat 2025 Perşembe
"Havamız Olsun" Hakkında
10 Şubat 2025 Pazartesi
Havamız Olsun
Havamız Olsun
Her esinti yüzümüze değmekte ve havanın ezgileri bizi oyuna kaldırmakta. Her mevsim, her hava değişimi önceden şifrelerini bize vermekte veya en çetininden sürprizlerini yapmakta. Sanki basınç denen bütün ağırlık, berzah âleminden sırtımıza yüklenmiş durumda. Yükümüzün darasını dahi hissedemiyoruz. Sırtına yük yüklenmiş hamal gibi olmasak da hastalıkta ve zorlukta naçar kesiliyoruz.
Doğumda ki vücut sıcaklığını, ölümde ki beden soğukluğuyla dengeliyor olmalıyız. Toru topu yaşayabileceğimiz yetmiş seksen farklı mevsimin ortalamasını taşıyoruz. Bir yanımız sıcaklık depolarken diğer taraflarımız hararetimizi alıyor olmalı. Püf deyince sönebilecek bir canla, yaşadık mı yaşamadık mı? Hayal mi gerçek mi? bilemiyoruz. Bütün paydaşlarımızla beraber, “dünya bir penceredir her gelen baktı geçti” gerçekliğinde yaşıyoruz.
Havamız Olsun (Deneme) / İlkay Coşkun - Şubat 2025
4 Şubat 2025 Salı
Beli Bükük ile Mezar Taşı
2 Şubat 2025 Pazar
İnsan Ömrü Dört Mevsim
İnsan Ömrü Dört Mevsim
Mevsim Geçişleri
Mevsim geçişleri hep bir telaşın, hareketliliğin ve akabinde hastalıkların buluşma noktası gibidir. Bu durum sonbahardan kışa ve kıştan bahara geçişte daha çok kendini gösterir. Kışı bir dip nokta kabul edersek sonbaharla inişi baharla da tırmanışı imler ȃdetȃ. İnsan ömründeki çocukluk, gençlik, ihtiyarlık gibi süreçlerin bir benzerini mevsimler de yaşar. Gece ve gündüz daha küçültülmüş bir örnektir. Coşum ve doyum hâlini inişli çıkışlı da olsa her mevsim yaşarız. Geçmiş, bugün ve gelecek üçlü sacayağında çıraklık, kalfalık ve ustalık süzgecinden geçip yolumuza revan oluruz. Önüne set kurulamayan akarsu misali zaman ırmağında talihimizi ve tarihimizi yaşarız.
Mevsim geçişlerinde sıcaklık, soğukluk, esinti, sakinlik, yoğunluk, sığlık, basınç hâli gibi atmosferik değişkenleri daha çok hissederiz. Bir yerde hep kış veya hep yaz varsa mevsim geçişleri sözü yaşamsallıktan uzakta bir yerdedir. Güneşin yörüngesindeki dünya bir düzen çerçevesinde her yeni günle ve mevsimle kendini yeniler. Mevsimleri daha anlamlı kılan, ardı sıra döngüsel takiptir. Soğuğu, yokluğu, azlığı yaşatan bir mevsimin hemen öncesinde bolluğu, bereketi ve hasadı da yaşarız.
Dengenin olduğu dünyamızda günün uzununu, kısasını, mihrican’ı, gel git’lerini, güneşin doğuşunu, batışını ve nice farklı olayı yaşarız. Vuku bulan her bir dip ve tepe nokta geçişkenliğe zemin hazırlar. Ortalama bir insan ömründe topu topu 70-80 kez mevsimleri yaşar. Bunun gibi Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı ve sene başları da böyledir.
Ülkemizde dört mevsim yaşansa da bazı mevsimler, bazı bölge ve şehirlerimizde meşhurdur. Kışa nerede doğdun diye sormuşlar. “Erzurum’da doğdum ama Sivas’ta ikamet ediyorum” cevabını vermiş. Sivaslıya askerde komutanı sormuş. Evladım, bir senede kaç mevsim var? Cevap; dört komutanım. Şöyle ki; “ilkbahar, yazbahar, sonbahar ve kış” der. Tarih boyu tarım toplumu olmamızdan mütevellit bunun gibi hikâyeleşmiş daha çok mevsim, tabiat temaları var. Mevsimler ve tabiat ile ünsiyet kurmamız tarih boyu hep var ola gelmiştir.
Hayatımızın her alanında farklı geçişleri yaşarız. Çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, hattȃ doğum ve ölüm bile bir nevi geçiş değil mi? Yaşamsal maddeler hücre zarından hep geçiş hâlindedir. Her canlı ontolojik kodlarında hâlini ve hâl değişmesini yaşar. DNA, RNA, kan ve hücrede de bu hâller kendi düzeyinde yaşanır. Ayrıca huruç zamanı geldiğinde hep bir göç hâlini yaşarız. Göçmen kuşlar gibi mevsimsel bir düzen olmasa da insan hayatında bu hâlleri, her an yaşayacak ahval içerisindeyiz. Nasıl ki bir çocuğun doğumu, annenin doğumunu ve yenilenmesini de getiriyorsa her bir mevsim geçişi dünyamızı yeniden doğuruyor, yeniliyor ȃdetȃ. Tüm ikilikleri mevcut olan dünyamızın ve biz insanların bu gelgitlerinin yanında, gidiş istikameti hep muvazene üzre oluyor.
Önümüz Kış
Mutluluğa ulaşmanın yolu, ihtiyaçsızlaşmaktır. (Diyojen)
Ağustos böceği ile karınca hikâyesi çocukluğumuzdan bu tarafa kulaklarımızdadır. Çok insan bu hikâyeyi bilir. Çalışmak ile tembellik arasındaki farkı göstermesi açısından basit ama etkili bir hikâyedir. Kurutmalıklar, konserveler, turşular geçmişimizden bizlere gelen ve bizlerin de uygulamaya çalıştığı en eski yöntemlerden bazılarıdır. Hasat zamanı özellikle kışlık patatesini ve soğanını alanlar en azından bu ürünler anlamında daha az etkilenirler. Sezon sonu indirimleri, alışverişleri de hayatımızda her daim olan bir uygulama. Fiyatların daha uygun olduğu pazarları tercih etmek, toptan alışverişle ürünü daha uygun fiyata almak, kışın yazlık giysileri, yazın kışlık giysileri ucuza almakta başvurulan yöntemler çoğu zaman.
Bu kışın çok pahalanan bazı sebze ve meyvelerin tüketimini mümkün mertebe azaltmak alternatif gıdalara yönelmek hem bütçemiz hem de toplumun ortak insiyaki olarak devreye sokulması en azından karaborsa oyunları yapanlara yönelik büyük bir ders olacaktır. Tedbiri elden bırakmayan insanlara hayranım. Onlar, gelecek yılın yakıtını bahardan itibaren tedarik ederler. Kış hazırlıklarını en detaylarına kadar yaparlar. Tutumludurlar. Her ihtimale karşı kıyıda köşede hep ek bütçeleri vardır. Gılgılsız abdesthaneye girip de döne döne taş aramaz onlar. Planlı hareket ederler. Ne kadar imkâna ulaşsalar da hayat standartlarını paralarının hep altında tutarlar. Cimrilik konusu bu bahsin dışındadır.
Ülke olarak tarım, hayvancılık politikalarımızı gözden geçirmeliyiz. Hangi alanlarda tıkanıyoruz, dengeyi nerelerde kaybediyoruz. Planlarımızı ve projelerimizi bu yönde yapıp ve güncelde tutmalıyız. Üretimi artırmamız için bilinçlenmeliyiz. Bu noktada zamanı ve fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. “Yanlış vakitte bin okun vuramadığını doğru zamanda bir ok vurur” akıllılığını göstermeliyiz. Öyle gereksiz harcamalarımız oluyor ki. Paramızın önemli bir kısmını kullan at eşyalara harcıyoruz. Bunu en iyi Oscar Wilde özetlemiş; “günümüz insanı her şeyin fiyatını biliyor ama hiçbir şeyin değerini bilmiyor” Maalesef geldiğimiz durum bu.