Bilgiyle donanma, dolma halinin en önemli sağlayıcısı
kitaptır. Dizlerini kırıp, kendini boyalı dünyaya bir süreliğine kapama
eylemine girmek sabır gerektirir. Okumak ile yazarın bilgisine, tecrübesine
şahit oluruz. Kitaplardaki bilgi, tecrübe ve hayal rüzgârlarıyla okur kendi
yelkenine yön vermiş olur.
Senelerce aşkla şevkle okuma gayretinde bulunan, hep bilgiyle
haşir neşir olup, aklı fikri terbiye etmenin serüvenidir gelinen nokta. Dünya
da rol kapmanın en baş mümessilidir. Okumakla, lisanla kibarlaşan dil, kıymeti
kendisinden menkul bir olgudur. Okumanın aşk, bediî zirvesinden doluluğa ulaşıp taşma halini yakalamaktır. Merhum
Üstad Nuri Pakdil’in ‘Yazma’yı her gün
kanatmak; yazarın ancak kendi kendileneliğini yoğun biçimde varetmesiyle
mümkündür’ sözünde yazmanın ehemmiyeti vurgulanmıştır. Kültür, değerler,
idealler gibi birçok olguyu içerisinde barındıran kitaplarda saklı inciye,
cevherlere ulaşmayı sağlayan bir yol hüviyetindedir. Yüreklere, fikirlere
mihman olmanın en etkili ve en baş yöntemidir. Susuz kalmış toprağı bekleyen yağmur
misali okurun gönlüne akar. Her bir kitap bilginin yanında dilin sembolleri ve
imgeleriyle mücehhez, yazarın sanatını ve biçemini serimler. Okurun ilham ve
feyiz değerlerini yükseltir adeta. Hayal dünyasını daha çok kitaplar
genişletir.
Nisyan üzerine olan beyni çalışır ve az unutur kılmak daha çok
kitabın faydasıdır. Çağlar ve nesiller arası bağı ve etkileşimi kuran kitap,
hilafları ortadan kaldırıcı ve hakikate giden yol güzergâhıdır. Okumak insanı başka bir taraftan bu dünyanın
itibarına ve konforuna teslim olmamak gerektiğini de öğretir.
En önemli sığınma alanlarımızdan olan dil vatanını, kitaplar
ile yaşama çabasını küçümsememek gerekir. Düşüncelerimizi etkileyip besleyen
kitaplar, ruh dünyamızı ve kişiliğimizi şekillendirir. Çölleşen ruhlara vaha olmak,
sadece kendi özgürlüğümüzün müdavimi olmamak, ideallerle yola koyulmak gibi
birçok olumlu halin önünü açar. Dünya yükleriyle hemhal olmak, mesuliyetlere
ram olmak, paylaşır olmaktaki faydanın yeri yadsınamaz. Okuma alışkanlığını
edinip sıradanlıktan çıkmak ve sınırlarını aşmak kitapla mümkündür. Aristoteles’in
‘Defalarca ne yapıyorsak oyuz. Bu yüzden
mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır’ sözü, kitap okuma
alışkanlığı edinmek için pekâlâ değerlendirilebilir. Kitabı, okumayı kendimize
yakın tutmanın değerini görmekle işe başlanabilir. ‘Dil insanın evidir’ diyen Alman Filozof Heidegger’in sözünü burada
hatırlamak gerekiyor.
Merhum Nuri Pakdil’in ‘Okumadığın
gün karanlıktasın’ tespiti bize ‘İki
günü eşit olan zarardadır’ Hadisi Şerifini hatırlatıyor. Yeryüzündeki
güzellikleri anlama araçlarından biridir okumak. Duygu ve düşüncelerin
eğitiminde de kitapları kullanırız. Okumalarda nitelikli olanı tercih
önemlidir. Okumalarda rastgele ve sıradan değil de hep bir süzgece tabi tutmak
gerekir. Bir yazarın ‘Değersiz eserimin
övülmesindense, değerli olana sövülsün’ uç noktada ki değerlendirmesi dahi
dikkat çekicidir.
Okumak ile düşünmek arasında kuvvetli bir bağ vardır her
zaman. Okumanın salt değerinin yanında düşünmek asıldır elbet. Bir bilgenin
dediği gibi ‘Okumak zihni sadece bilgi
malzemesiyle doldurur. Okuduğumuzu bize mal eden düşünmektir’ okumakla
düşünmek, düşünmekle okumak birbirini tamamlayan iki önemli unsurdur.
Son tahlilde yazarların daha çok çoklu okuyanlardan çıktığını
söylemek yanlış olmaz.‘İnsanlar kıyıcıydı, kitaplara sığındım’
diyen Cemil Meriç gibi kitaplar sığınma mekânıdır birçokları için. Kesret ve
kıllet arasında gezeleyen insanoğlunun ruhunu beslemek gibi bir ihtiyacı varken
kitap önemli bir besin maddesi olması kaçınılmazdır.
İlkay Coşkun
Akalemler Dergisi
Sayı 27, Mayıs Haziran 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder